Raif Efendi hayatta kendisini anlayabilecek bir insanın daha olabileceğine inanmadan yaşadı. Onu anlayan tek bir ruh vardı o da en başta portresinde kendini bulduğu Maria Puder. Onunla geçirdiği üç beş ay ömrünün en anlamlı zamanıydı. Önce kendisinden ayrıldı, bir gün mektupları da kesildi, onca yıl sevdiğinin hatırasına haksızlık ederek yaşadı. Bir gün eski bir tanıdık gerçekleri anlamasını sağladı ve Raif Efendi, bir yılbaşı gecesi Maria'nın yaptığını bu hatırayı ne zaman hatırlasa yapmaya başladı ve zatüreyi belki de Kürk Mantolu Madonna'sına kavuşmak için kullandı. On yıl sonra varlığından haberdar olduğu kızının yanında olmak yerine hayallere sığındı ve çocuğunu hayal dünyasında büyüttü. Etrafındakilerin hayatında silik bir karakter olmayı seçti ve öyle de öldü. Ama bence kızını hayallerinde büyütmek yerine elinden tutsaydı anlamsız geçen bir ömüre biraz da olsa bir anlam katabilirdi.