Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Yazarın okuduğum yedinci kitabı ve her kitabında ayrı bir güzellik.Bu kitabında her ne kadar biraz isyan etsem de neden kaçırmadı neden böyle olmadı diye içim içimi yedi.Bir hastalığı ki o bile iyi olmuştu cin veya şeytan girdi diyip ayinler yapmak anlamadıkları şeyleri şeytandan demek geri kafalılığın tam anlatımı .
Sierva Maria ve bir rahip olan Cayetano Delaura nın bir nevi imkansız aşkı (bu da benim kendi içimden geçenler sevseydi yanında getirirdi ).Babası markiz olan Sierva kuduz bir köpek tarafından ısırılınca hastalanır ve Afrikalı kölelerinden aldığı huylardan bu hastalığa tepkileri çok farklıdır.Kilise kızın içine cin girdiğine inanır ve kızı manastıra kapatırlar ve sonun başlangıcı...
399 syf.
10/10 puan verdi
“Benim yazılarım birer vasiyetname mahiyetindedir. 60 yaşındayım. Hiçbir parti taraftarı değilim. Rousseau gibi yalnızım. Tek başına bir adamım…” Cemil Meriç
Hayatı boyunca düşünce dünyasının ufuklarında ardı arkası kesilmeyen fetihlere çıkan yalnız ve tedirgin bir ruhtu Cemil Meriç. Düşünce ufkunda fetihlerin bitmeyeceğine inanan Meriç,
Efsunlu bir masal …. Marquez’in büyülü gerçek üstücülük üslubunu sürdürdüğü , hicivlerle dolu muhteşem kitabı.. Bilim, inanç, bağnazlık, cehalet ve insan ilişkilerini bolca irdeliyor kitabında… Hikaye içinde hikayeler, dünya içinde dünyalar, hepsini harmanlamış ve sırıtmadan hayatlar, hikayeler içinde yolculuk yaptırıyor bize…
Marquez gazetecilik yaptığı dönemde bir kilisenin mahzenindeki mezarların boşaltılması ile başlıyor hikaye , ve bahanesinin anlattığı bir masal ile yolculuğumuza başlıyoruz.
Aristokrat bir ailenin ihmal edilmiş, yalnızlığa itilmiş ve evdeki kölelerle büyüyen kızını ısıran bir kuduz köpekle başlıyor herşey. O kadar canlı tasvirler var ki, bazen anlattığı kokular ( malesef) burnunuza kadar geliyor. Sierva Maria annesi, babası, kölelerle yaşamı, hastalığı, sonrası inanılmaz hikayelerle içiçe , soluksuz okuyorsunuz. Spoiler olmasın diye romandan çok bahsetmek istemiyorum ama içinde bulunduğu dönemi, insanları inanılmaz tasvir etmiş.
Kitapta Sierva Maria dışında herkesin ağzından düşünceler yazılmış ama bir tek Sierva’nın kendi ağzından anlatım olmaması ilgimi çekti. Birde Sierva’yı ısıran başında beyaz lekeli köpekle, Delaura’nun saçlarında olan doğuştan beyaz saçlar da ilginç bir detaydı.
———— Spoiler————
Başından beri sadece kuduz olma ihtimali olduğu, gerçek bir cin hikayesi çıkmayacağını düşünüyordum ama bu da benim kitapta ters köşem oldu .
—————————————-
Ben kitabı çok sevdim. Hikayenin anlatıldığı döneme ait bilgiler de içeren kitapları çok seviyorum. Evet yazarın daha iyi kitapları var ama bu kitapta mutlaka okunmalı. Tavsiye ederim.
Aşk ve Öbür Cinler| Gabriel Garcia Marquez
|düşüncelerini kabul edecek olursanız,hiçbir deli deli değildir
|
Masum bir kız çocuğunun ölüme sürüklenişi. Cahilliğin,batıl inançların sebep olduğu.
Ailesinin hizmetinde olan Afrikalı köleleriyle beraber büyüyen Sierva Maria oldukça aile ilgisinden yoksun bir şekilde büyümüştür. Öyle ilgisiz ve öylesine batıl inançlara sahip bir aileyle ki bir köpek tarafından ısırıldığında bunu ailesinden uzun bir süre gizlemiş,köpeğin kuduz olduğu anlaşılıp,köpek tarafından ısırılan diğer kişilerin ölümüyle Sierva’nın tedavisi için doktor çağrılmış fakat çağrılan doktor kilise tarafından olumsuz etiketlere sahip olduğu için Sierva’nın ailesi tedavi için onu tedavi işin manastıra kapatma kararı alır. Çünkü herkes Sierva’nın içine cin girdiğine inanmaktadır. Sierva’nın tedavisiyle ilgilenen rahip Delaura ise böyle bir şeyin olmadığını kanıtlamaya çalışmakla meşguldür.
Aralarında geçen konuşmalar,yaşanılanlar,tedavi süreci… Sierva ve temelin altında Delaura’nın savaşı. Babasının dine sığınıp onu manastıra kapatmasının kendisinde bu duygulara yol açacağını nereden bilebilirdi ki?
Marquez’in babaanesinin ona anlattığı öykülerden yola çıkarak yazdığı bu sizi yer yer sinir krizine sokacak yer yer de tatlı bulduğunuz anlarla buluşturacak… Ve Yüzyıllık Yalnızlık’la yarışır mı acaba sorusunu sordurtacak..
||
Mutluluğun iyi edemediği hastalığı iyi edecek ilaç yoktur.
Hasta olmak sağlıksız yaşamanın bir cezası mıdır?..
Yazarımız Susan SONTAG’in, kanserli hastaların nasıl damgalandığını keşfetmesi ile başlayan “Metafor Olarak Hastalık” kitabını yazma serüveninde, hastalığın karanlık ve doğal bir fenomen olduğu ancak bir metafor olmadığı, bu yüzden de hastalığa bakmanın en doğru yolunun, hastalığı metaforik düşünme kalıplarından arındırarak ele almak olduğu
Spoiler!!!!
Kitap ilk başlarda anlaması güç gelmişti ama sonlara doğru çözüldü ve akıcılaştı. Hikayede Sierva Maria nın ilgisiz ve sevgisiz büyüyen bir çocuğu anlatıyor. Marki nın ilk eşi yıldırım çarpması ile ölür ve bir daha evlenmeyeceğim der bu sıra da bir kadınla karşılaşır ve ona aşık olur o sırada kadın hamileyim diye gelir ve evlenmek zorunda kalır. 7 aylık Doğan Maria yı annesi istemez köle ve hizmetçileri yanında büyür bu sıra da Maria yı köpek ısırır ve o sıralar kuduz hastalığı çoktur. Babası kızını çok seviyodur ve onu doktora götürür orada da çare bulamaz ve piskoposa gider o da kızın içinde şeytan olduğunu söyler ve onu Manastıra gönderir. Manastırda da rahibeler kızın içinde şeytan var diyerek zindana koyarlar. Kızın saçını babası adadığı için evlenmeden kesmemesi gerekiyordu onun için kesmediler. Piskosun oğlu Delaura şeytan çıkartmak için Maria nın yanına gider ve kızda birşey olmadığını anlar ve ona aşık olur. Yanına gelebilmek için eskiden yapılmış tünelleri kullanır. Maria ile beraber olurlar daha sonradan bunu öğrenirler ve Delaura yı hastaneye cezasını çekmesi için gönderirler tünelleri kapatırlar kız onu çok merak eder şeytan çıkarmayı da piskos devir alır tam altıncı seansta kız zindan da ölü olarak bulunur. Kız aşk acısından ölmüştür saçları fırlamış bir şekildedir
Rahiplerin aşkı en güçlüsüdür | Fromm'dan esintilerle Marquez yorumu
"Neyi bastırırsan,misliyle ortaya çıkacaktır."
Birkaç gün önce çözdüğüm bir paragraf sorusunda Márquez ile yapılan bir röportajda Yüzyıllık Yalnızlık kitabıyla ilgili sözleri geçiyordu. Şöyle diyordu:
“Büyükannem bize olmayacak türden,hayalî şeyler anlatırdı ama bunları tabii (doğal) bir şekilde anlattığı için de hepimiz oturup merakla
Louis Pasteur’un hayatı ve insanlığa kazandırdığı buluşları ve faydaları herkesin okumasını tavsiye ederim . 3 kızını küçük yaşlarda hastalıklardan kaybetmesine rağmen topluma faydalı bir çok buluşu olmuştur . Yılmamış , pes etmemiş ve daha fazla çalışarak bunların üstesinden gelmiştir .
1822 de dünyaya gelen ünlü kimyacı Pasteur tarihte mikropları , bakterileri bulan kişidir . Isıtma ile şarabın mayalanarak daha uzun süre bozulmamasını , ipek böceği hastalığının bulunmasına , kimyacı olmasına rağmen top tarihine kuduz aşısını, şarbon hastalığının çözümünü, tavuk kolerası gibi hastalıklarım önlenmesini kazandırıyor . Kendi adını verdiği Pasteur Enstitüsünü kurarak birçok Öğrencinin yetişmesine vesile oluyor . Bu öğrenciler başka buluşların bulunmasına katkı sağlıyor . Dönemin padişahı Abdülhamid ise bu enstitünün kurulmasına kendi hazinesinden para göndererek katkıda bulunuyor . 3 yıl sonra öğrencilerin eğitilip İstabulda kuduz aşısının üretilmesine katkıda bulunuyor . Topluma yönelik bu kadar fayda sağlayan Pasteur 73 yaşında eski hastalığı da nüksedince hayata veda ediyor .
Louis Pasteur - Mikrobiyolojinin Babası, Mikrop AvcısıM. Murat Sezer · Parola Yayınları · 201844 okunma
Anlatacakları olan bir adam, onu dinlemek için her zaman hazır olan başka bir adam ve olayların ilerleyişi. Stefan Zweig'in kitaplarını okuyan birisi fazlasıyla tanıdık bir başlangıç. Bu kitapta da gemi yolculuğunda içini dökebilecek bir kişiyi bulan doktorumuz başlıyor anlatmaya.
Hindistan'daki küçük bir kasabada doktorluk yapan karakterimiz
Zombi filmleri izlemekten ve okumaktan inanılmaz keyif alıyorum. Kitabın satışını görünce hiç düşünmeden attım sepete. Fakat okumaya başlayınca ufak bir şaşkınlık yaşadım çünkü bu kitabın alışılmışın dışında bir tarzı var. Yazar, zombi istilasını röportaj eşliğinde kaleme almış. Anlatırken araya ülkeler arasındaki politik, askeri, siyasî durumları
Sizin hiç okumayı özlediğiniz yazarlar oluyor mu? MARQUEZ benim için öyle bir yazar.Bu kitabına da bayıldım. Kuduz bir köpek tarafından ısırılan Maria'nın tedavi için manastıra kapatılması ile ORTAÇAĞ'ın din anlayışı,kilisenin hastalığı Cin çarpması olarak yorumlaması ve ilkel tedavi yöntemleriyle karşılaşıyorsunuz.
Marquez'in gözünden Stokastik düşünce, din bilim çatışması, dönemin bilim insanlarına bakış çok iyi irdelenmiş.Kısa bir kitap olmasına rağmen içeriği dolu dolu.
Bir Markiz kızı olan Maria, anne ve babası tarafından sevilmemiş,evin köleleri tarafında büyütülmüş ilginç bir kız. Yerlerde sürüklenecek kadar uzun sarı saçlara sahip. Maria'nın tedavisini üstlenen rahibin Maria'ya âşık olması ile hikaye çıkmaza giriyor.
Keyifli okumalar :)
BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİKLE AŞK VE İNANÇ
Marquez’in din, din adamları (kilise), yerel bağnazlıklar, ırkçılık konularına eleştirilerinin bolca yer aldığı romanına esin kaynağı olan iki olay bulunmaktadır. Bunlardan ilki, Marquez’in büyükannesinin anlattığı yerel bir efsanedir. Buna göre, zamanında Karayipli bir markiz varmış, bu markizin saçları oldukça uzun olduğu için yerlerde
Gabrıel Garcıa Marquez- Aşk Ve Öbür Cinler
•
•
#alıntı
“Şeytanın sayısız kurnazlıkları arasında en sık görüleni, masum bir bedenin içine girebilmek için iğrenç hastalığın görünümüne bürünmesidir. Ve bir kez girdi mi, onu oradan çıkartmaya kimsenin gücü yetmez.”
•
•
“Hekim, insanlığın doğuşundan bu yana kuduz hastalığının, bir türlü önü alınamamış
King herzaman fantastik ve olanüstü olayaları anlatırken cok gerilimli ve merak uyandirici ile anlatir. Bu kitaptaki olağanüstünlüğün çok olmamasına rağmen aynı şekilde anlatması cok hosuma gitti. Kujo kuduz olmuş bir köpek ve herkezi kendine bu hastalığı bulaştırdigini sanip saldiriyor, cok feci can aliyor. Kitabı sonu hüzünlü bitiyor. Sis filminin sonunu hatirlatiyor insana...
