136 syf.
1/10 puan verdi
İnce Küfür Annesi
İnce Küfür Annesi
Sibel Gökçe
Sibel Gökçe
Yazarın Seri Cinayetler diye adlandırdığı şiir serisinin üçüncü ve son kitabı, yazarın oluşturduğu bu serinin ilk iki kitabını yaklaşık 9-10 ay önce okumuştum ama onları da beğenmemiştim. Evde bu üçüncü kitabı bulunca her şeye rağmen bu kitaba yine de bir şans vereyim dedim ama serinin ilk iki kitabı gibi bu kitabı da hiç beğenmedim cidden tam bir hayal kırıklığı olduğunu düşünüyorum. Yazarın ve bu serinin diğer iki kitabını yaptığım incelemeleri de bu incelemenin altına bırakıyorum. #214444369 #214444110 Her acı yaşayan, aşk acısı çeken şiir yazmamalı ya da şöyle ki yazmak, resim yapmak, enstrüman çalmak gibi yetenekler doğuştan gelir herkese verilmez ondan maalesef bu seri şiirden ziyade tam bir fiyasko olmuş...
İnce Küfür Annesi
İnce Küfür AnnesiSibel Gökçe · Turuncu Medya Yayıncılık · 20031 okunma
"Yersiz yurtsuz kalmıştı ve işte Ozan böyle bir gecenin sabahında kendisine sahip çıkmıştı. Sahip çıkmak kelimeleri gururunu incitmeliydi aslında ama incinmedi. Buna muhtaç olduğunu bilmek üzse de Ozan tarafından sahiplenilmek bir şanstı. İşte tam da o an Âşık ve Narin gibi bir kuş olmayı diledi. Ozan kendisini de bir kafese alır ve çok severdi. Nasıl seviyordu ama Âşık'la Narin'i... Hem itiraf etmese bile aslında Narin'i daha çok seviyor gibiydi. Âşık'a küfür bile ediyordu ama Narin'in payını hep çok güzel kelimeler düşüyordu. Ne güzel sözler söylüyordu ona, ne güzel cümleler kuruyordu... Kıskanıyordu bazen. Bu kadar çok sevilmek kim bilir nasıl güzel bir duyguydu. İşte kuş olup terasına konsa, Ozan onu geri çevirmezdi. Aksine bir yer verirdi ona. Bir daha asla bırakmazsın."
Sayfa 349 - Pukka Yayınları, Bahar, OzanKitabı okuyor
Reklam
REFAHIN SESİ OL
Küfre rıza küfür olduğu gibi dalalete,fıska,zulme rıza da zulümdür.
Elit kimseleri sever misin?.
Onlar sadece has yapı olarak yaşamaya çalışan ve alt kesimlerden onları takip etmek, onlar gibi olmak için çabalayan hazine avcılarına sahipler. Kimler mi? Hanım annelerimiz, Hz.Hatice, Hz.Meryem, Hz.Aişe, Hz.Fatıma ve diğer annelerimiz. Onların kıyafeti ve yaşayışı bizim için örnek alınmaya değer halini aldı. Çünkü; Onlar bu emri yaratıcılarından alıp kimseyi düşünmeden, kim ne der yada başıma ne gelir kaygısına düşmeden uyguladılar. Bu saf kan dediğimiz bir güzellik. Halbuki; Dünya'da ki tüm sahte elitler hep birbirini yada geçmişi taklit eder!.. Küfür ve batıl olan maziden beri hep tekrarlandı sadece ismi değişti. İslam'ın elitleri ise Sadece Rabbinden emir alır ve tüm noktası zirvedir.🇸🇦 Yenilik isteyen, yaşamak ve hayatın tadını almak isteyen İslâm'a baksın. Arayıp bulamadığı hazineler ve makamlar orada.. Bulanlara da Selâm olsun..🌼🌙📿
Marie Beyoğlu'ydu. Çalışkan, başka türlü yapamadığı için eğlenmeğe hazır ve her türlü dostluğa hiç kaynaşmaksızın amade, kimim düşüncesinin üstünde ve ten hazlarının ötesinde her şeye kayıtsız yan kanser, yarı sömürücü hayatıyla Beyoğlu. Küçük atölyeler, acayip randevu evleri, daha acayip aşk tellalları, sonu olmayan evlenmeler, bir ucu mahkemelerde öbür ucu sonsuz anlaşmamazlıklarda ve cinayetlerde, intihara çok benzeyen istifalarda biten muaşakalar, ezanla çan sesinin birbirini karşıladığı sabah ve akşamlar, iç içe hurafeler, birkaç dilde teşekkür ve küfür, bir dilden öbür dile aktarılmış şakalar, her cinsten kalabalığın doldurduğu falcı odaları, hülasa insiyaklarımızın olduğu kadar hayatımızdaki karışıklığın da bir ahtapot gibi sayısız kollu mezbelesi.
Amma Kur'an'ın halis ve tam şakirdi ise, bir abddir. Fakat âzam-ı mahlukata karşı da ubudiyete tenezzül etmez. Ve Cennet gibi en büyük ve âzam bir menfaati gaye-i ubudiyet yapmaz bir abd-i azizdir.
Sayfa 161 - Zehra Yayıncılık
Reklam
HERHANGİ BİR SAATİ ON GEÇE
Sahiplenir miyim? Yazgımı, Tane tane akan gözyaşımı. Tutabilirdim belki tek nefesimden aşağı, Akıp dururken şırıl şırıl. Benden giden, Nasip miydi kısmet miydi?
Ulu Rabbe boyun eğmek olan rızâya erince kazâyı önleme arayışı kendilerine haramdır. Kazâda öyle özel bir tat bulurlar ki kurtulmayı dilemek onlara küfür gibi gelir. Kalplerine öyle bir hüsnüzan yerleşmiştir ki herhangi bir üzüntüden karalar giymezler.
III. defter, beyit 1879-1881Kitabı okuyor
Küfür etmek
Bir erkeğin başka bir erkeğin üzerine sanki onunla çiftleşecekmiş gibi çıkması, yani teslimiyet jesti insanlar arasında yaygın değildir. Pek çokları da bu jestin insanlarda olmayışından memnun olmuştur. Fakat İngilizcedeki "s.keyim seni" (fuck you) sözü ve bu sö­zün pek çok dilde aynı şekilde kullanılması, sözü söyleyenin karşısındakini aşağı gördüğünü ifade etmekte ve kendinin yüksek bir statüde olduğu iddiasını taşımaktadır. Öyle görü­nüyor ki insanlar bir pozisyonun imgesini dilbilimsel alana taşımıştır. Her gün tüm gezegende bu söz milyonlarca kere işitilir. Hiç kimse bir an için durup ne anlama geldiğini dü­şünmez. Çoğunlukla dudaklarımızın ucundan kaçıverir. Bu kelimeleri kullanmak yatıştırıcıdır ve tatmin edicidir. Bu kullanım bir amaca sahiptir. Primat düzenimizin kimlik kartıdır ve tüm inkarlarımıza ve iddialarımıza rağmen doğamıza dair bir şeyleri açık eder.
say yayınlarıKitabı okudu
Büyük Kumandan Ukbe Bin Nafi
Dönemin siyasî gelişmeleri çerçevesinde görevden alındığı birkaç yılın ardından, yeniden İfrîkiye valiliğine tayin edilen Ukbe bin Nâfi, 682'ye kadar Kuzey Afrika'nın tamamında fetih harekâtını devam ettirdi. Atlas Dağları'nı aşarak bugünkü Fas topraklarını hakimiyeti altına alan Ukbe, kuzeyde Akdeniz kıyısındaki Tanca'nın Hıristiyan valisine (Kont Julian) boyun eğdirdi. Tarih kaynakları, Ukbe'nin, atını Atlas Okyanusu'na sürerek, "Rabbim! Eğer şu deniz engel olmasaydı, senin dinini yaymak ve küfür ehliyle savaşmak için, Zülkarneyn'in yaptığı gibi nice ülkeleri fethederdim!" dediğini kaydediyor. Batılı tarihçilerin "Müslüman İskender" lakabıyla andığı Ukbe, Mağrib'in fethinden Kayravan'a dönerken pusuya düşürülerek şehit edildiği yerde, Cezayir'in Biskra kenti yakınlarındaki Sîdî Ukbe kasabasında mahşer sabahını bekliyor şimdi.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Ey nefsim! Kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki: "Fâniyim, fâni olanı istemem. Âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayr istemem. İsterim fakat bir yâr-ı bâki isterim. Zerreyim fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç-ender hiçim fakat bu mevcudatı umumen isterim." İman ve Küfür Muvazeneleri
Madem hakikat böyledir, gel ey hayata çok müştak ve ömre çok talip ve dünyaya çok âşık ve hadsiz emeller ile ve elemler ile müptela bedbaht nefsim! Uyan, aklını başına al! Nasıl ki yıldız böceği kendi ışıkçığına itimat eder, gecenin hadsiz zulümatında kalır. Bal arısı, kendine güvenmediği için gündüzün güneşini bulur. Bütün dostları olan çiçekleri, güneşin ziyasıyla yaldızlanmış müşahede eder. Öyle de kendine, vücuduna ve enaniyetine dayansan yıldız böceği gibi olursun. Eğer sen, fâni vücudunu, o vücudu sana veren Hâlık'ın yolunda feda etsen bal arısı gibi olursun. Hadsiz bir nur-u vücud bulursun. Hem feda et. Çünkü şu vücud, sende vedia ve emanettir. İman ve Küfür Muvazeneleri
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.