Yıl 1979... Röportaj için Türkeş'ten randevu istedim. Çok önemli bir röportajdır. Türkeş'in ağzından, CHP ile koalisyona yeşil ışık yakan bir cümle kapmıştım: “Komünizm, bölücülük, mezhep ayrılıkları ve sömürme konularına kesinlikle karşı koyan tutum ve tavır içinde bulunmayı kabul ettikleri takdirde, CHP ile hükümet olmayı kabul edebiliriz. Bu sözlerimi CHP-MHP koalisyonu için CHP'ye bir çağrı olarak kabul edebilirsiniz.” Türkeş CHP'ye koalisyon teklifinde bulunuyordu. Bu büyük bir olaydı. Gün Sazak, Yaşar Okuyan Türkeş'e yalvarıyor: “Efendim, kan gövdeyi götürmüş, siz CHP'ye koalisyon teklif ediyorsunuz. MHP biter!" Sonunda Türkeş son kararını veriyor: "Evet Sayın Yaltırık... Bu CHP'ye bir çağrıdır. Sizin derginiz vasıtasıyla bu çağrıyı yapıyorum."
Eve sürekli birtakım subaylar gelirdi. Ben meraklı bir çocuktum ama bu subayların o zamanın ücra mahallesi Maltepe'de, bu döküntü evde, seninle ne işi var, diye soramazdım. Tabii, Selimiye'den, Birinci Ordu'dan geliyorlardı, bu kesin. Ağır başlı, omzu kalabalık, parlak elbiseli komutanlar enişteme nasıl saygıyla davranıyorlar... Yukarıda saatlerce oturuyorlar. Teyzeme sorardım. Teyzem beni atlatmak için içlerinde küçük subaylar da olduğunu söylemekle yetinmişti. Bu genç olanlardan biri İstanbul'a ilk ziyaretimde, 1939'da gördüğüm Üsteğmen Alparslan'dı. Türkeş...
Reklam
Eniştemi ciddi zannederdiniz ama o esnada sizi dalgaya alırdı. Küçük çocuklarla büyük adamlar gibi uzun uzun konuşurdu. Beni karşısına alır ciddi ciddi konuşurdu. Pijamalarımla karşısında otururdum. Bana kılıçları anlatırdı mesela. Odasında eski kılıçlar ve kalkanlar vardı. Duvarda tarihi resimler, fotoğraflar, başka tarihi nesneler vardı. Rıza Nur'dan kalma tabii. Evlendiğim zaman kendisine Rıza Nur'dan kalan bu eşyalardan birini bana hediye olarak vermişti. Ucunda bir kuş olan eski bir şekerlik. Yıllar sonra Rıza Nur'un kardeşi miras davası açtı. Mahkeme halıların ve kütüphanenin iadesine karar verdi. Ama kılıçlar vs. eniştemde kaldı. Eniştem bana Rıza Nur'u çok anlatırdı. Mısır'a gidince orada çıkardığı dergileri de vermişti. Fakat 1944'ten sonra annem babam mektuplarla birlikte korkudan onları da yakmış olmalı. Eniştem mektuplaşmayı çok severdi. Her mektubunun sonuna karikatür çizerdi. Çok titizdi. Ellerini sabunla yıkadıktan sonra musluğun yanında hazır tuttuğu kırmızı dezenfektan bir maddeye ellerini daldırırdı. Ailesini de alıştırmıştı. Biz de misafirken öyle yapardık. Yapmadığımız zaman uyarırdı.
Böylece sözünü ettiğimiz “zor işe talip olma” durumunu, ahlâkî bakımdan yükümlülük üstlenen insanı Kur’an, “cahil ve zâlim” olarak nitelemiştir (Azhâb/33: 72). Dolayısıyla sadece bu zor işten dolayı değil; insanın doğasında bu kötü huylara da en azından bir meyil bulunduğuna dikkat çekilmektedir. Dahası böylece Kur’an faziletler bakımından hikmet ve adaleti; reziletler açısından da cehalet ve zulmü bir araya getirerek kayıt altına almıştır.
254 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
İlahi hesap gününe en güzel şekilde hazırlanın.
Bu dünya kısa kendi nefsine hakim olunmalı. Kısa ömründe kin haset duymadan yaşamalı. Dikkat etmeli, her yanlışında tövbe etmeli Allaha sığınmalı. Allah her zaman senin yanında her zaman seni affeder. Dini unutma, namazını kıl ve dua et ellerin hiç kapanmasın hep dua içinde olsun. Kuran senin için insanlık için gönderildi her günün onu yaşayarak geçsin... Çok fazla yazmam gerekenler var ama yazamıyorum . Onun için yaşa! Her okuyuşumda yanlışlarımı anladım. Düşünerek sindirerek okumak gerekti. Uzun sürdü bitirmesi ama çok şey kattı.
Oluş Sırrı Makalat
Oluş Sırrı Makalat
Haydar Baş
Haydar Baş
Oluş Sırrı Makalat
Oluş Sırrı MakalatHaydar Baş · İcmal Yayınları · 19904 okunma
Yakup Bey, "Sağlıklı ilişkide çatışma olur," diye söze başladı ve gülerek "Eşler arasında çatışma olmayan sağlıklı aile yoktur," diyerek sözünü bitirdi. Recep enişte ile Hatice teyzem arasında pek çatışma olmadığını ya da benim görmediğimi söyledim. Çatışma olmayan ailede, büyük bir olasılıkla, kişiler birbirine gerçekte olduğu gibi görünmeyerek, sosyal maskeler takarak etkileşimde bulunuyordur," dedi ve ilave etti, "Maskeler takarak birbirleriyle iletişim kuran aile sağlıklı değildir. Leman iç çekerek, biraz öfkeli bir sesle, Hatice yengemin Recep dayımın söylediği birçok şeye içten içe kızdığını sanıyorum, dedi. Bir süre düşündükten sonra, Ama korkusundan onları dile getiremiyor; 'sorun yok' maskesi kullanıyor," diye ilave etti. Yakup Bey, "Uzun süreli ilişkilerde çatışma doğal olarak ortaya çıkar. Önemli olan çatışmanın çıkmasını önlemek değil, çatışma çıktığı zaman nasıl konuşulacağını bilmektir," dedi.
Sayfa 193 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.