DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
FİL VAK‘ASI
Kâbe-i Muazzama’yı, Mevlâ’nın emriyle, Âdem aleyhisselâm inşa etmişti. Nuh Tufanı’ndan sonra da Hz. İbrahim aleyhisselâm ve oğlu İsmail aleyhisselâm beraberce -yeniden- inşa ettiler. İnşası tamamlandıktan sonra kendileri tavaf ettiler. Cenâb-ı Hakk’ın emriyle insanları da haccetmeye davet ettiler. Bu mübarek Kâbe, ibadet edenler, rükû ve secde
Reklam
Ümmet, kıyamete kadar İsrailoğulları ve Filistin topraklarıyla imtihan olacak. Kur’an ayetlerinin ve Siyer-i Nebi’nin işaret ettiği muazzam bir hakikattir bu.
Sayfa 107Kitabı okudu
280 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Tevbe Ahlakı
Siyer yayınlarının bir çok kitabını okusam da ‘Kara ailesinin’ okuduğum ilk kitabı..Adından da anlaşılacağı üzere;tevbeye dair her şeyi ele almış yazarlar.Tevbenin ne olduğunu,nasıl bi yönelişle yapılmasını,kimlerin neden tevbe etmesi gerektiğini ve en önemlisi tevbe ahlâkının nasıl olması gerektiği anlatılıyor. Beni etkileyen yönü;Kur’ân-ı Kerim’deki tevbe ayetleri,sahabelerin tevbelerinin nüzûlü,sahabe Efendilerimizin ayete konu olacak yönelişi her birimiz için örnek niteliğinde.Yûnus Peygamberin zellesi gibi.. Her kütüphânede bulunması gereken bi kitap.. Emeği geçenlerden Allah razı olsun…
Tevbe Ahlakı
Tevbe AhlakıAbdullah Kara · Siyer Yayınları · 2021152 okunma
Onun içindir ki, salim bir Müslümanlığa kavuşup, Kuran'ın tarif ettiği bir Müslüman olmak istiyorsak, Batı normlarına göre değil, Kuran norm ve ölçülerine göre İslam'ı yeniden öğrenmeye mecburuz ki bu, ancak ve ancak Hz. Peygamber (sav) 'in mücadele tarihi olan Siyer' i, yani İslam tarihini çok iyi bilmekle mümkündür.
Sayfa 239Kitabı okudu
590 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 25 days
Selam sana, salât sana ya Resûlallah. Hz.İbrahim döneminden bir bülbülün alemin yaratılış sebebi Hz.Muhammed'i görme konusunda Hz. İbrahim ile anlaşma yapması üzerine başlıyor kitap ve sonrasında bülbülün ağzından efendimizin doğumundan öncesi, doğumu, gençliği, vahiy dönemi, peygamberlik dönemi, İslam yolundaki savaşları ve veda hutbesi anlatılıyor. Roman tadında harika bir siyer kitabı olmuş. İskender Pala'nın hem dini hem edebi bilgisine diyecek sözüm yok yine şaşırtmadı ve güzide bir eserle karşımıza çıkmış. Okudukça yer yer Hz.Ebubekir olup en yakın dostu olmayı, onu uyandırmamak adına bir yılan tarafından sokulacak kadar onu sevmeyi istedim. Kızı Fatıma olup üstüne pislik attıklarında onu temizleyip herkese karşı korumayı istedim. Hz.Ali olup onun kılığına girmeyi ve onu öldürmek isteyenlerin karşısına korkusuzca çıkmayı istedim. Daha kimlerin kimlerin yerinde olmak istedim de sonra sen kim onların iman ve peygamber aşkı kim diyip haddimi bildim. Ama sonra efendimizin "Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi ne çok isterdim." sözünü hatırlayıp mutlu oldum. Efendimizin yolunda olup Kuran ve sünnet rehberliğinde hayatımızı yaşamak dileğiyle, hayırlı bayramlar
Bülbülün Kırk Şarkısı
Bülbülün Kırk Şarkısıİskender Pala · Kapı Yayınları · 202010.5k okunma
Reklam
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Serinin 2.kitabına başladığımda 1.deki hissiyatı alamayacağımı düşünmüştüm. Kitabın başlarında böyle bir hissiyat olmasına rağmen Peygamber Efendimiz ve sahabenin yaşayışını, samimiyetini, adanmışlığını gördükçe yine hevesle devam ettim okumaya. Hakikatten siyere, o döneme, dönemin yaşantılarına hakim olmadan bu dini, Kuran'ı anlamak, anladım ki pek olası değil. Bu anlamda bu seri bana farkındalık anlamında çok şey kattı. Faydalanmak, farkındalığını artırmak isteyen herkese tavsiye ederim
Herkes İçin Siyer - Medine Dönemi
Herkes İçin Siyer - Medine DönemiMuhammed Emin Yıldırım · Profil Kitap · 20211,617 okunma
“İkra” emri ..
Cebrâil (a.s), Peygamberimiz mağarada iken, göründü. Ve “İkra’ (oku…)” diyerek Allah’ın (c.c.) emriyle ilk vahyi getirmiş oldu. Kâinatın Efendisi okuma bilmiyordu, ümmî yaşamıştı. “Mâ ene bi-kâriin (ben okumayı beceremiyorum)” dedi. Cenâb-ı Hakkın hikmeti icâbı, Peygamber Efendimiz o ana kadar hiç ilmi tedrîsât görmemişti. Zirâ Rabbimiz onun tâlim ve terbiyesini bizzat kendisi üzerine almıştı. Cebrâil (a.s.) üç kere aynı emri tekrarladı ve aynı cevabı aldıktan sonra, Peygamber Efendimiz’in mübârek göğsünü, üç defa sıktı ve Allah’ın ismiyle okumasını istedi. Böylece, Cibrîl tarafından kendisine, mânevî bir ameliyât tatbik edilmiş oldu. Aslında Kur’ân-ı Kerim’in bir nüshası Levh-i Mahfuzda, bir nüshası da Fahr-i Kâinat’ın kalbinde yazılı idi. Cibrîl tarafından tatbik edilen bu âmeliyat ile, Fahr-i Kâinat’ın kalbi üzerinden perde kaldırılmış ve birden okur oluvermişti. Böylece, pek büyük bir mu’cize zuhûr etmişti.
“Ümmet, kıyamete kadar İsrailoğulları ve Filistin Topraklarıyla imtihan olacak. Kur’an ayetlerinin ve Siyer-i Nebi’nin işaret ettiği muazzam bir hakikattir bu.”
Kuran-ı Kerim..
Velid ibni Muğire, bu ayeti (sure-i Nahl, ayet 90) can kulağı ile dinledikten sonra şunları söyledi." sizin içinizde şiirden , benden daha iyi anlayan hiç.kimse yoktur. Şiirin her türlüsünü sizden, benden daha iyi anlayan hiç.kimse yoktur. Şiirin jer türlüsünü sizden daha iyi bilrim. Üstelik cin şiirlerinin manasını bişe bana sormuyor musunuz? Muhammedin (sav) okuduğu kelam,sizin okuduğunuz ve dinlediğiniz hiç bir kelama benzemiyor. Bu kelam bütün bildiğiniz ve dinlediğiniz şiirlerden ve nesirlerden üstündür."
Sayfa 95 - Fazilet NeşriyatKitabı okuyor
395 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.