Ortaçağ Avrupasında teolojik özellikler taşıyan ve kilisenin elinde bulunan eğitim; aydınlanmayla birlikte aristokrasinin ruhban sınıfına savaş açmasıyla seküler bir hal almaya başlamıştı. Bu aynı zamanda eğitimin içeriğinde yer alan dini öğelerin tamamının temizlenmesini de gerektiriyordu.” 'Tanrı inancına savaş açan ve bu inancı eğitimden temizlemek için büyük çaba harcayan Pozitivizm, bu amaca, her ülkede yer alan temsilcileriyle ulaşmıştır. Bu amacın gerçekleştirilmek istendiği ülkelerden biri de Türkiye'dir. Türkiye'nin stratejik önemi hem jeopolitik konumundan hem de tarihi olarak Müslüman dünyasında etkili oluşundan kaynaklanmaktaydı. Eğer pozitivizm Türk milletinde yayılabilirse diğer ülkelerdeki Müslümanlara da yayılacağını düşünüyorlardı. Bu maksatla 1863 yılında müfredatı müspet derslerden oluşan Robert Koleji açılmış ve pozitivizm Türkiye girişine ortam sağlanmıştır.258
176 syf.
·
Not rated
·
Read in 22 hours
ABD'nin jeopolitik hedeflerine hizmet eden AKP'nin Pirus Zafer'i
Türkiye'nin iki hegemonik gücünden biri olan ve ülkeyi düşük yoğunluklu bir islamizasyon projesine (ılımlı İslam) tabi tutmaya çalışan, Washington'da tasarlanan Büyük Ortadoğu Projesi'nin stratejik bir yan ürünü olarak ortaya çılan AKP, Türk tarihinde bir sapmadır. Ergenekon operasyonu ile geleneksel iktidar bloğunu şiddet
Operasyon Partisi
Operasyon PartisiMerdan Yanardağ · Destek Yayınları · 20115 okunma
Reklam
Çip Yarışı
Oldukça karmaşık ve yüksek riskli yarı iletken yapımı her zaman dev şirketlerin savaşı oldu. Ancak bu savaş artık hükümetler arasında da bir yarış. Entegre devreler veya daha yaygın olarak çipler olarak bilinen bu kritik teknoloji parçaları, şimdiye kadar üretilmiş en küçük ama en titiz ürünler. Üretimleri oldukça zor ve maliyetli olduğundan dünya
184 syf.
9/10 puan verdi
Dünya Adasında Son Savaş
Dugin Rusya'nın son dönemdeki en önemli stratejisti...Rus siyasetini anlamak için bütün kitaplarını okumak günümüz dünyasını anlamak açısından önemli...Avrasyacılık tanımını her toplum kendine göre yapmış.. Geçmişten günümüze bölgesel ve küresel güçlerin belirlediği jeopolitik kararlar doğrultusunda yapılan hamlelere karşı hep yeni bir
Dünya Adasında Son Savaş
Dünya Adasında Son SavaşAleksandr Dugin · Pınar Yayıncılık · 201919 okunma
İlk bin yılda Türk tarihinin ana ekseni Asya'da dönmüştür. İkinci bin yılda özellikle Osmanlı çağlarında küresel bir hegemoni peşinde olması ve üç kıtaya yayılmasına rağmen, jeopolitik yayılmanın siklet merkezini Avrupa oluşturmuştur. İkinci bin yılın son iki yüzyılında ise amaç jeopolitik yayılım olmaktan çıkmış, Atatürk'ün kısa süren yönetimi hariç, Avrupa'ya ilhak politikası şeklini almıştır. Üçüncü bin yılın başında, Türkler için amaç ne Asya jeopolitiğine dönüş ne Avrupa'ya ilhak olabilir. Olabilecek ve olması gereken, Avrasya'da konsolide olmayı sağlayacak bir jeostratejinin izlenmesidir.
İklim Değişikliği
Modern dünyamızı alaşağı etme olasılığı en yüksek olan risk, iklim değişikliğidir. İklimin çoktan değişmeye başladığını ve buna sınai, ulaşım ve tarım faaliyetlerimizden açığa çıkan karbondioksit (ve metan) gazının neden olduğunu biliyoruz. Mesele sadece küresel ortalama sıcaklığın artmaya devam etmesi değil: Suyun genleşmesi ve buzulların erimesi yüzünden deniz seviyelerinin yükselmesi ve okyanusların karbondioksit fazlalığından asitleşmesi ve buna bağlı olarak bölgesel iklimlerde çok ciddi değişimler yaşanması bekleniyor. Küresel ısınmanın yağış rejimini etkilemesi sonucunda bazı bölgelerde kuraklık, bazılarında ise taşkınlar artacak ve bu da tarımsal üretimi, özellikle hızla artan nüfusa yetirmek zorunda olduğumuz gıdanın üretimini ciddi sıkıntıya sokacak. İçilebilir su kaynakları yakında en az ham petrol ve diğer doğal kaynakların yarattığı kadar jeopolitik gerilim yaratma potansiyeline ulaşacak. İlk “su savaşlarının” patlak ve mesi çok da uzakta olmayabilir. Dünya atmosferi, okyanuslar, kıtalar ve diğer tüm döngülerin dahil olduğu bu kadar karmaşık bir sistemde iklim değişikliğinin seyrini ve yerel etkilerini tahmin etmek çok ama çok zor. Kutuplardaki tiyal ve buz tabakasında hapsolmuş büyük miktarlarda metan gazının –karbondioksitin 25 misli sera etkisine sahiptir- birden salınması neticesinde yaşanabilecek son derece ani ısınma bilhassa kaygı verici. Böyle bir değişim, altyapılarımızın uyum sağlamasına vakit bırakmadan gerçekleşecek ve modern uygarlığımız çökecektir.
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
Toparlamak gerekirse, 2020 yılında ve en iyi şartlarda bile, Çin 'in küresel gücün temel boyutlarında gerçekten rekabet edebilir olması muhtemel değildir. Ancak, böyle olsa bile, Çin Doğu Asya'da baskın bölgesel güç olma yolundadır. Bu alanda zaten halihazırda jeopolitik olarak egemendir. Askeri ve ekonomik gücü, Hindistan haricinde, komşularınınkini gölgede bırakmaktadır. Bu nedenle, tarih, coğrafya ve ekonominin buyruklarına uyarak bölgede kendini daha fazla ifade etmesi çok doğaldır.
Sayfa 227Kitabı okudu
Bütün bunlardan çikan sonuç, Amerika'nın temel çıkarının, bu jeopolitik alanı hiçbir gücün tek başına yönetmemesi ni garantiye almak ve küresel topluluğun buraya mali ve ekonomik ulaşımının engellenmemesini sağlamak olduğudur. Jeopolitik çoğulculuk ancak ve ancak, boru hatları ve ulaşım ağları bölgeyi global etkinlik merkezlerine karadan veya Akdeniz veya Arap Denizi'ne doğrudan bağladığında kalıcı bir gerçeklik haline gelecektir. Bu nedenle, bölge istikrarına zararı olduğu için, Rusya'nın ulaşımın tekelleşmesi için gösterdiği çabalara muhalefet edilmelidir.
Sayfa 206Kitabı okudu
Mevcut küresel koşullarda, Avrasya'nın yeni jeopolitik haritasında kilit önemdeki en az. beş jeostratejik oyuncu ile (son ikisi kısmen oyuncu olarak nitelendirilebilecek) beş jeopolitik eksen belirlenebilir. Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve Hindistan büyük ve etkin oyunculardır; öte yandan, Ingiltere, Japonya ve Endonezya çok önemli ülkeler olmakla birlikte bu şekilde nitelendirilmezler. Ukrayna, Azerbaycan, Güney Kore, Türkiye ve Iran kritik olarak önemli jeopolitik eksen rolünü oynarlarken, Türkiye ve Iran'ın her ikisi de bir ölçüde, daha sınırlı kapasiteleri dahilinde aynı zamanda jeostratejik olarak da etkindirler. Sonraki bölümlerde her ikisi hakkında da daha fazla şey söyleyecektir.
Nedir? Ne değildir?
"Üst akıl, her şeyden önce biyolojik ve psikoloijik düzlemde kullanıldığı şekliyle "üstün akıl, üstün zeka" anlamına gelen bir kavram değildir, bu kavram siyasi askerî, sosyo ekonomik, jeopolitik, jeostratejik düzlemi içine alan, kurgulanmış, özellikle finansal gücü, bilimi teknolojik kullanımları ve küresel ölçekte her alanda operasyon yapma, yaptırma, ekonomik ve siyasal kaos/kriz çıkarma, keza kitleleri yönlendirme kudretini içine almaktadır." Lacivert Dergi Lütfü Özşahin
Reklam
ABD'nin İran yaptırımları:
2003 yılında ABD Kongresi, İran'ın Şam'la ve dolayısıyla Beyrut ve Filistin'le olan bağlarını kesmeyi öngören Suriye Sorumluluk Yasası'nı geçirdi. Şam Havaalanı İran'a, (Lübnanlı siyasi ve askeri güç) Bizbullah ve (Filistinli siyasi ve askeri güç) Hamas'ın ikmal edildiği ana güzergahı sağlıyordu. İsrail'in 2006' da Lübnan'a açtığı savaş son­raki hamleydi; bu sefer İran'la yakın ilişkileri olan Hizbullah he­defleniyordu. 2006 yılında başlayan nükleer yaptırımlar rejimi, İran'ın ve jeopolitik müttefiklerinin ekonomisine ağır darbe vur­du. İran'ın bilgisayar sistemine yönelik Batı saldırısına (Stuxnext virüsü) ek olarak, İsrail'in İran'a yönelttiği tehditler ve İranlı bilim insaniarına yönelik suikastler sonraki darbelerdi. Bunla­rın hiçbiri işe yaramadı. İran Küresel Güney'de ticari ortaklar bulmaya devam etti -tabii ki Çin, ayrıca Hindistan.2010 yılına gelindiğinde İran ' ın Batı baskısına kolayca teslim olmayacağı ve İzolasyonuna geri dönmeyeceği belli olmuştu. İran artık bölgesel bir güç haline gelmişti ve bu konuda yapılacak bir şey yoktu.
Jeopolitik söylemin temelinde küresel karşılıklı bağımlılık algısı ya da Mahan ve Mackinder’in deyimiyle "dünyanın kapanması" yatmaktadır. Bu durum, Doğulu barbar ırkları Batının kapı eşigine kadar getirdiği için tehlikeli olarak algılanmış ya da kurgulanmıştır. Önemli olan hareketin hızı ve mesafelerin en aza indirilmesidir.
Sayfa 124 - Nobel Akademik Yayıncılık, 2023.Kitabı okudu
Batı, 🇺🇦Ukrayna yüzünden koca Rus hava sahasını, 🇮🇱İsrail yüzünden Kızıldeniz’i kullanamaz hale geldi. Küresel jeopolitik güç dengesinin nasıl değişmeye başladığının iki örneği.
Son tahlilde, Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkilerinin denizden komşu olmamız ve Boğazlarımızın Rusya'nın dış ticaretinin özellikle petrol ve tahıl ihracatında ana arter olmasının yarattığı etki ile öncelikli olduğu dikkate alınmalıdır. Gelecekte Çin'in artan kaynak ve pazar ihtiyaçları nedeniyle hegemonik bir dünya gücü olması
Türkiye, gerek küresel hegemonya mücadelesinin en önemli unsuru olan kenar kuşak jeopolitiğinde gerekse de dünyanın bilinen ve ispat edilmiş ham petrol ve doğal gaz rezervlerinin dörtte üçünün bulunduğu havzalara komşuluğu ile sahip olduğu alt yapı ve boru hatları nedeniyle enerji jeopolitiğinde önemli rol oynamaktadır. Diğer yandan, İsrail'in güvenliği ve çevresinde oluşturduğu jeopolitik güvenlik kuşağı içinde de önem arz eden bir ülkedir. Türkiye'nin sahip olduğu coğrafya, küresel hegemonik mücadelede yanında olduğu güç odağı/odaklarına çarpan etkisi yaratacak sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle ABD ve NATO, kenar kuşağın bu kritik devletini Rus ve Çin etki alanında görmek istemez. İsrail, Türkiye'nin kendi çıkarlarını ve güç dengesini etkileyecek şekilde güçlenmesini istemez. AB, Türkiye'nin gerek kendi başına gerekse de Rusya veya Çin ile Avrupa ve çevre coğrafyasındaki AB çıkarlarına engel teşkil etmesine izin vermek istemez.
132 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.