Ah eyvah!
Ah yazık! Heyhat! Acı, acı hep, daima!
Yaşsız gözlerimi kapatıyorum, fakat daha açık görüyorum
Senin işlerini teessürlerle aydınlanmış zihnimde,
Sen kurnaz tiran! Barış mezarda.
Mezarlar gizler tüm güzel ve iyi şeyleri.
Okuduğum en iyi Ahmet Ümit romanı kesinlikle İstanbul Hatırası. Evet, yine klasik bir cinayet romanı gibi gözüküyor olabilir ancak İstanbul’un kurulduğu andan itibaren günümüze kadar olan tarihinin işlendiği, kurnaz insanların rant için İstanbul’u içten içe nasıl kemirdiğinin gözler önüne serildiği, en önemlisi de hiç gezmemis olsanız bile İstanbul’u gezmiş kadar hissettirmesi benim bu kitabı sevmemdeki en önemli sebebi.
Başkomiser Nevzat ve ekibi İstanbul’un en can alıcı tarihi noktalarına bırakılmış bir cinayet serisini çözmeye çalışıyor. Önemsiz gibi gösterilen detaylar ve karakterler romanın gidişatını akıllıca belirledi. Sonu biraz aceleye gelmiş gibi hissetsem de Nevzat’ın çelişkisi ,vicdanı,muhakemesi,kaybı,hırsı bana geçti.
İstanbul’un tarihini romana yedirerek ve zevkle öğretmesi de büyük bir artı.
Sevdiğim alıntılardan birkaçını yazmak istiyorum..
“Oysa ruhun bir kez darbe aldı mı, o yara dikiş tutmuyor.’
“Önemli olan baktığın şey değil, baktığın şeyin sende neler uyandırdığı.”
“Hepimizin bir tek ortak özelliği vardı: İnsan olmak. Farklı inançlara, farklı etnik kökenlere, farklı cinsiyetlere, farklı dünya görüşlerine sahip olsak da hepimiz insandık.“
#keşfet #keşfetteyiz #okudum #kitapalıntıları #kitapönerisi #kitapokumakgüzeldir