Yüz milyonluk bir para babası olsaydım; beni, yoksulluğumdan neredeyse dilenecek çok küçük bir yaratık sansınlar, omuz vurup geçsinler, aşağı görsünler diye eski püskü giysilerle dolaşmakta bulurdum mutluluğu.
Kıştan yaza insan başka türlü çıkardı. Çoğu şişmanlamış, rengi ağarmış ve harikulade bir surette büyümüş olarak… Bana öyle gelirdi ki, çocuklar yalnız kışın büyürler.
Galip, uykunun en güzel yanının insanın olduğu kişiyle bir gün yerine geçeceğine inanmak istediği kişi arasındaki gözyaşartıcı uzaklığın unutulması kadar, duyduklarıyla hiç duymadıklarını, gördükleriyle hiç görmediklerini ve bildikleriyle hiç bilmediklerini huzurla birbirine karıştırması olduğunu bir kez daha anladı.