Türkler, İslam'dan evvel de bir çok üstün vasıflarla temayüz etmişlerdi. Bu yüzden o yüce nizam ve iman için gerçek bir istidat taşımaktaydılar. Hala bakıyesi ayakta duran «Çin Seddi» nin şehadeti ile sabittir ki; İslam'dan evvel ideolojik bir mesnedden mahrum bulunan Türk Satveti, kolay kolay önünde durulamaz bir derecedeydi. İhtiyar Dünya'mızın Ay'dan çekilen resimlerinde beşeri bir eser olarak sadece bu seddin gözükmesi, onun cesameti ve ehemmiyeti hakkında kafi bir bilgi verir sanırız. Ancak, cihangirlik meyil ve arzularının gerçekleşmesi için kullanılan bu büyük Türk gücü, daha sonra İslamın emrine girmiş, ondan sağlanan manevi takviye ile daha da artmıştır. Bu cihangirlik tabii meyli ile İslam'ın bütün aleme şamil «Cihad Ruhu>> Türkler'in İslam'la kolayca ve ahenkli bir surette kaynaşmasını temin etmiştir. Bu yüzdendir ki, Türk Milleti, İslamlaştıktan sonra o güne kadar sahib olduğu askeri ve siyasi mümtaz mevkii kaybetmemiştir.
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI)
Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik.
Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Gücenmeyiniz, dedi, şiirlerinize teşekkür ederim. Sizin her
gelişiniz benim için büyük bir teselli. Fakat hep birbirinize benziyorsunuz.
Bir zevkli tecrübe, sonra elveda. Nevzat da öyle yaptı. Bir son vapur bahanesi
kafi. Ben gönül eğlendirmek istemiyorum. Yatağımın sıcaklığını çalıp
kaçanlardan bıktım. Çok değil onlar. Nevzat'la dört. Fakat hepsinden
iğreniyorum. Nevzat'tan bile. Bana onu yapmayacaktı
Temizlik ve Sıhhî Neticeleri
"Temizlik îmánın yarısıdır!" (Müslim, Tahåret, 1) hadis-i şerîfini nefis hüsn-i hatlarla yazarak evlerinin ve ibadethânelerin duvarlarına asan Os- manlılar, bu hakikati daha ziyâde gönüllerine yerleştirerek kendilerine şiar ve düstur edinmişlerdir.
Bu temizlik, hem maddi hem de mânevî olarak gerçekleştirilmiştir. Çünkü temizlik, dînî
Sayfa 510 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
Allah, kuluna kâfi değil mi?
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
After stating that the management of people's affairs is one of the most important works of religion, Ibn Taymiyya bases this as follows:
"Because people need each other, they can only achieve their interests by living together. When they live together, they need a leader."
Ibn Taymiyya said, "When three people go on a campaign, they should appoint one as commander." Referring to the hadith, the fact that even a community of three people choose one of them as emir (president) shows that the community that needs it more should choose a president for itself. The idea of basing power on the necessity of being a society gained a more systematic framework with Ibn Khaldūn. According to Ibn Khaldun, property/power. It is necessary to protect the members of society from each other's attacks rather than to protect them from any enemy attack. That's the situation' He bases the necessity of the regulator he calls as follows:
"The weapon used as a tool to protect against animals is not enough to protect people from each other's attacks. Because it is available in all of them. Something else is needed to protect them from each other's attacks. something that no other zoo has. One of the people becomes the organizer. The powerful hand/authority belongs to him. Thus, their hostility towards each other will not be affected. This is the meaning of mulk [political power].
Sayfa 34 - KlasikKitabı okudu
