Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
işte bence bunu yapamıyoruz :(:
Yardım isteyen, lafı dolandırmadan konuşmalı ve hiçbir şeyi gizlememelidir.
*~●。。。Para pul, ruhen yoksul olanlara, ilgi ve mutlulukları bakımından yoksul olanlara nasip oluyor sanki. Lafı dolandırmadan söylersek: çok zenginler zavallı birtakım garibanlardır.
Sayfa 623 - İletişim Yayınları Çeviren Roza HakmenKitabı okudu
Reklam
Büyüksün Engin Geçtan. Lafı hiç dolandirmadan.
Hastanenin tecrit edilmiş ve cüzzam hastalarının kaldığı bir bölümü vardı. İnsanların şekil olarak o hale gelmiş olmalarının beni çok etkilediğini hatırlıyorum. İlahi adalet denilen saçmalığa is- yan ederek. Türkan Saylan gibi misyon sahibi hekimlerin çabasıyla bu sorun ülkemizden silindi gitti neyse ki. Geriye Saylan'a yapılan nankörlüğün ayıbı kaldı.
Sayfa 60 - MetisKitabı okudu
Züğürt tesellisinden fazlası bir tespit olarak denge
Para pul, ruhen yoksul olanlara, ilgi ve mutlulukları bakımından yoksul olanlara nasip oluyor sanki. Lafı dolandırmadan söylersek: çok zenginler birtakım zavallı garibanlardır.
Sayfa 634Kitabı okudu
Lafı hiç dolandırmadan söyliyeceğim sana görüşümü: Bu salondan çık, bu saraydan ayrıl, arkana hiç dönüp bakma, kimseyle vedalaşma, eşyanı bile toplama,gel, bana elini ver, evimize dönelim, sen şiirlerini yaz ben yıldızlarımı gözlemleyeyim. Her akşam çırılçıplak gir koynuma, mis kokulu şarapların eşliğinde söyleyelim şarkımızı,dünya dursun bizim için, görmeden, duymadan geçelim içinden, ne kanı, ne çamuru bulaşsın ayaklarımıza.
renkleri eksik, grimsi.. siyah, beyaz
Hayatımı size şarkı söyler ya da hikaye anlatır gibi ballandıra ballandıra anlatamayacağım. Lafı dolandırmadan, kolaylıkla anlayabileceğiniz şekilde tek bir cümleyle özetleyeceğim..
Sayfa 493Kitabı okudu
Reklam
Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü gerçeklerdendir bu.
Evet, lafı dolandırmadan söylüyorum, bu mutluluğu kendim yarattım, ona sahip olmak benim hakkım. Geçmişimi biliyorsun. Öksüzlük, fakirlik, mutsuz geçen bir çocukluk, hüzünlü bir ilk gençlik, tüm bu mücadele, mutluluğa giden ve taşlarını döşedim mutluluğa giden bir yol...
Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü gerçeklerdendir bu.
Ben: Çocuksuz bir sonraki hayat fantezisi neye benziyor senin için? Nina: Özgürlük fantezisi. Özgürlük fantezisi, diğerleri için sorumluluk duymadan sadece kendimden sorumlu olmak. Başkaları için endişelenmemek ama şey ... doğru şeyi yapıyorum ve suçlayacak hiç kimse yok ve hakkında şikayetlenecek bir şey yok - çünkü lafı dolandırmadan söyleyeceğim, benim boyumu çoktan aştı. Gücüm kalmadı. Fiziksel açıdan, düzenli yardım olsun, haftada bir birinin ya da diğerinin çocuklarıyla birlikte olmak. Ve para da tabii. Para. Sadece para. Tüm hikayeyi değiştirir. Bir bakıcı bulmalarına yardım edebilirim ya da onlara yardımda bulunabilirim ... ama yine, bunu kendi sorumluluğum olarak görmeye devam ediyorum, hala kendimi bundan kurtaramıyorum, beni kendi halime bırakmaları gereken bir yaşa hakikaten ulaştıkları mantığıyla, bu onların hayatı, onların seçimi - yine de benim sorumluluğummuş gibi görüyorum. Suçlu olduğumdan değil. Diyelim ki kendimi suçlamıyorum. Gerçi ikisi de, "Annemi dinleseydik, bugün başka yerde olurduk" diyorlar, ama yine de en azından kendi yollarına benim çıktığımdan daha erken çıkabilsinler diye yardım etmenin benim sorumluluğum olduğunu düşünüyorum.
Reklam
"Para pul, ruhen yoksul olanlara, ilgi ve mutlulukları bakımından yoksul olanlara nasip oluyor sanki. Lafı dolandırmadan söylersek: çok zenginler birtakım zavallı garibanlardır."
Sayfa 634 - Sel yayıncılıkKitabı okudu
Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü gerçeklerdendir bu. Hatta Kader’in oldum olası en büyük eğlencesi, kendine ait şeylere karşı bende sevgi ya da istek uyandırmak olmuştur, sırf ertesi gün o şeye sahip olmadığımı, asla da olamayacağımı göreyim diye.
Lafı hiç dolandırmadan söyleyeceğim sana görüşümü: Bu salondan çık, bu saraydan ayrıl, arkana hiç dönüp bakma, kimseyle vedalaşma, eşyanı bile toplama, gel, bana elini ver, evimize dönelim,sen şiirlerini yaz, ben yıldızlarımı gözlemleyim. Her akşam çırılçıplak gir koynuma, mis kokulu şarapların eşliğinde söyleyelim şarkımızı, dünya dursun bizim için, görmeden, duymadan geçelim içinden, ne kanı, ne çamuru bulaşsın ayaklarımıza.
Sayfa 142 - Yapı Kredi Yayınları
Para pul, ruhen yoksul olanlara, ilgi ve mutlulukları bakımından yoksul olanlara nasip oluyor sanki. Lafı dolandırmadan söylersek: çok zenginler birtakım zavallı garibanlardır.
Sayfa 634 - Sel Yayıncılık, 2. BaskıKitabı okudu
348 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.