Birini tüm kusurları, hataları ve içindeki karanlığa rağmen sadece affetmekle kalmayıp bunları hoşgörüyle karşılayacak kadar çok sevmek normal mi merak ediyordum.
Bunu gerçekten bilmiyordum.
Ama değilse bile, o zaman normallik çok abartılıyordu.
Yetişkin bir adamın hıçkırarak ağlamasını görmekten daha acı bir şey olamazdı.
Özellikle de o adam hiç kimsenin yapmadığı şekilde kalbinizde yer etmişse.
Gözlerinin içine baktım.
Benim Muhteşem Sarah’ım. Ona bir şey olmasındansa ölürdüm. Ya da öldürürdüm. Başka kimseyi istemiyordum.
Onu seviyordum.
Sarah Cruzu seviyordum.
Dişlerini sıkarak benden uzaklaştı. Birden yine öfkelenmişti. “Ama beni istemiyorsan, bana karşı aynı şeyleri hissetmiyorsan, söyle gitsin. Kahrolası yara bandını çek ve bitir bu işi. Daha fazla dayanamıyorum.”