Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özlem

Özlem
@laveille
Bütün mümkünlerin kıyısında
Bursa
Bakırköy
16 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
..Ama şimdi gidersem vesilesi olduğum hüsranın ağırlığıyla sokağa çıkar çıkmaz bir kamyonun altında kalmaktan korkuyorum. Onunkinden degil, kendi ahımdan korkuyorum. Ben bu hayatta en çok kendi ahlarımdan korkuyorum.
Reklam
"Ben önemli değilim," diyordu, "Sen de değilsin. Kendini önemli sananların hiçbiri önemli değil. Yaşa sadece"
Diğer türlü hayatta kalamazdın, nasılsa bir gün yıkacağın bir şeyi inşa ettiğini bilerek devam edemezdin. Sonuçta her şeyin değil ama pek çok şeyin gerçekliği senin kendini neye inandırdığınla ilgiliydi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Daha mı az yalnızdım bu sayede, yoksa daha mı çok, tam bilemiyordum. Gecesine göre değişiyordu hislerim. O esnada çalan şarkıya göre de...
Sayfa 13 - İletişim
İnsanın kaderiyle mevsimler arasında sıkı bir bağ vardır.
Reklam
... çocuklar erken avutulmazlarsa bir ömür geçmez acısı.
...laflaya laflaya, bana sezdirmeden, nereye götürdüğünü söylemeden çocukluğuma götür saçlarımı. Çocukluğumun tozlu,terli ve yalnız yollarına götür.
"Hep böyle olurdu. Hepimiz hikayemizi hafifletmek için anlatırdık ama bittiğinde, anlatacaklarımız sona erdiğinde dönüp başa geldiğimizde bu sefer bütün bunları hatırlamış olmanın ağırlığı çökerdi üzerimize"
"...susanlara , konuşmayanlara, içine atanlara, konuşmaya takati kalmayanlara, sadece izleyenlere kulak vermeliydi dünya. Belki de bir tek susanların içinden geçenler doğruydu."
Gezmek, dolaşmak, erkeklerin sıkboğaz ettiği bir dünyadan kurtulup ferahlamak isteyen bir kadının saçını hiçbir şey durduramazdı bu hayatta.
Reklam
Haklıydı belki de. Çünkü dünyada iyi kötü bir şey arayan herkes gökyüzüne değil yeryüzüne bakmalıydı.
...Hiç kimse hikayesini birilerine anlatmadan ölmemeliydi dünyada.
Çünkü bazı insanlar birbirlerini acılarından tanırdı ve yara sarmasını ancak canı yananlar bilirdi.
Zaman er ya da geç ilacını alıp koşardı insanın yarasına.
O çocukta nedenini yıllar sonra bile anlayamadığım , kötü yazılmış da olsa kendi hikayesine sıkı sıkıya yapışmış, orada yaşamaya kararlı insanların kederini seziyordum.
"sıkıntıyı hiç bilmeyen kişi, çağların doğuşundan önceki dünyanın çocukluğunda bulunmaktadır hâlâ; ahı gitmiş vahı kalmış , kendi boyutlarına aldırmayan o yorgun zamana, kendi geleceğinin eşiğindeyken âniden bir yadsıma lirizmi mertebesine çıkartılmış maddeyi de beraberinde sürükleyerek çöken zamana kapalı kalır..."
Reklam
Tefekkür ve hayal kırıklıklarımızın bizi yönettiği sonuçlardan ancak şaşkınlığa kapılabilecek olan içgüdülerin mevcudiyetiyle döllenmiş yıllar durur karşımızda.
Sayfa 45
Tanışmadan görüşmeden bir insan bir ıssız ada gibidir.
Her şey çok hızlı değişiyor ve geçmiş, gülünç şeylerin yaşandığı derme çatma bir sahneye dönüşüyor. Artık geride kalan her şey gülünç!
Bütün maceralar aslında bir kendini arama , bulma hikayesi, diye geçirdi içinden. Oysa ben bu maceraya kendimi aramak veya bulmak için değil,kaybetmek için çıktım. Kendimi evimde kaybedemezdim.
Kadınlar bütün acı gerçekleri bütün açıklığıyla görür ve hemen saklar. Öyle bir saklarlar ki sonra kendileri bile bulamaz. Ben de bunu annemden öğrendim.
Kişi hayatındaki en önemli kişinin kendisi, en önemli tanıklığın da kendi tanıklığı olduğunu fark edemezse hiçbir zaman hayatla ilişkisini doğru kuramaz.