Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kapitalist toplumda, ücretli emek, özü gereği ücretli bir köleliktir. Eğer Romalı köle çalışma yerine zincirlenmiş idiyse, ücretli işçi de mülk sahibine açlık tehdidi ile, gereksinme, korku bağları ile bağlanmıştır.
Fikirler, yığınlara yayıldıkları zaman, maddi bir güç durumuna gelirler.
Reklam
İktisadi bunalımların doğrudan nedeni ile, işte bu üretilen engin meta miktarı ile, nüfusun ödenebilir istemi arasındaki boşluktur.
Silahlanma yarışı, savaş sanayinin büyümesi, tüketim malları üreten birçok kolda kaçınılmaz bir durgunluk ve bazan da üretimin kısılması sonucunu verir. Bundan da, bir bütün olarak kapitalist üretimde, gelişme eşitsizliklerinde bir ağırlaşma artan bir dengesizlik ve anarşi doğar.
Tarih boyunca, insanlar, doğa üzerindeki egemenliklerini büyük ölçüde artırmışlardır.
Her ülkedeki sosyalist devrim, dünya devriminin bir parçasından başka bir şey değildir. Ama bu devrim, her ülkenin işçi sınıfı, halk yığınları tarafından gerçekleştirilir. Ismarlama olmaz ve dıştan zorlanmaz, kapitalizmin içsel ve uluslararası çelişkilerinin kızışması sonucu gerçekleşir.
Reklam
Kapitalizmin avukatları, şişine şişine, onun “uygarlaştırma görevi’nden sözederler. Kapitalizm, derler, eskiden geri bir durumda bulunan halklara, ilerlemeyi öğretti. Bundan daha büyük bir yalan yoktur. Gerçekte, kapitalizmin evrenselleşmesi, insanlığın engin çoğunluğunun, sanayice gelişmiş az bir sayıdaki ülkenin tekelci sermayesine kul köle olması sonucunu vermiştir. Dünya kapitalist sistemi, egemenlik-bağımlılık ilişkisi üzerine, baskı ve sömürü üzerine dayanır.
Kapitalizm, anarşinin egemen olduğu bir toplumsal rejimdir, yani üretim, kapitalizmde planlı değildir. Sermaye yüzlerce ve binlerce işçinin çalışmasını, her işletme içinde ayrı ayrı örgütler. Ama toplumsal üretimin bütünü içinde özel mülkiyete bağlı rasgele davranışların egemen olduğu, karışıklığın arttığı görülür.
Burjuva toplumda, reklamcılığın ticaretin itici gücü olduğu sık sık yinelenir. Burjuvazinin siyasacıları ile kapitalist yaşam biçimi propagandacılarının satılacak oldukça özel bir malları var: öbür halklara kabul ettirmek istedikleri rejim. Bu yüzden tecimsel reklamcılığın tüm kuralları içinde kapitalizmin övgüsünü yaparlar.
Sermaye kavgadan gürültüden kaçar, korkak yaratılıştadır. Bu doğru ama tüm gerçek bu kadar değil. Yeterdi kar olduğu zaman sermeye gözüpek kesilir. %10’luk bir kar sağlayın, sermaye hangi iş olursun kabul edecektir. %20’de kızışır, %50’de çılgınca bir ataklık içimdedir, %100’de tüm insanlığın yasalarını ayaklar altında çiğner ve %300’de, sonunda darağacı tehlikesi bile olsa, işlemeyeceği suç yoktur.
Reklam
Bir yabanılın, kovaladığı bir av hayvanına attığı ilk taşta, bir yemişi düşürmek için kullandığı ilk sopada, bir maddeden, bir başka maddeyi elde etme amacıyla yararlanıldığını görüyor ve böylece sermayenin kökenini buluyoruz.
Sanayi sermayesi ile birleşmiş banka sermayesine, mali sermaye adı verilir. Bu nedenle, emperyalizm, mali sermaye çağı olarak da nitelendirilir.
Darwin’den önce, insanlar, organik dünyayı, donmuş hareketsiz bir şey olarak tasarlıyorlardı. Darvincilik, bu dünyanın sürekli hareket, ardı arası kesilmez, bir değişiklikler alanı olduğunu gösterdi. Marksizm de. toplumsal yaşam alanında benzer bir devrim yaptı. Toplum üzerindeki donmuş görüşler yerine, toplumsal gelişme yasalarını, toplumsal yapıların ardarda gelişimi aydınlığa çıkaran tutarlı bir öğreti geçirdi. Böylece, tüm bilimin temelinde bulunan genel gelişme ilkesi, toplumun irdelenmesine de uygulanmış oldu.
Emperyalizm, kapitalizmin özel bir aşamasını oluşturur. Bu özellik, kendini üç bakımdan gösterir: Emperyalizm, ilkin tekelci bir kapitalizm, ikinci olarak asalak ya da can çekişen bir kapitalizmdir. Emperyalizm, sosyalist devrimin önbelirtisidir. Emperyalizmin kapitalizme göre tarihsel yeri, ve genel olarak insanlık tarihinde ki yeri, işte budur.
Ürünlerini değişime sokan küçük üreticiler ekonomisinde basit mera üretimi adı verilir. Yalınç meta üretiminin, kapitalizm ile, önemli bir ortak özelliği var. Kapitalizm gibi, o da üretim araçlarının mülkiyetine dayanır. Bu nedenle de, kaçınılmaz bir biçimde, kapitalizmi doğurur.
52 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.