Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

nis

İlk kez tadıyordum ölümü ve ölümün tadı acıydı, çünkü doğmaktı ölüm, korkunç yenilikler karşısında duyulan dehşet ve ürküntüydü.
Reklam
Çok düş gören biriydim; dolayısıyla düşlerde gerçektekinden daha çok yaşıyor hissediyordum kendimi, düşsel görüntüler gücümü ve yaşamımı yiyip tüketiyordu.
Aşka lanet eder, unutmaya çalışır, acıyı öldürebilmek için aşkıda öldürmeye uğraşırsınız. Ve " unuttukça bir şeyler eksilir" sizden. Acıdan kurtulabilmek için " eksilmeye" bile razı gelirsiniz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanları öldürmek suçsa eğer, neden her toplum insanları öldürmek için birilerini özel olarak eğitip ordular kuruyor? İnsanları öldürmek suçsa eğer, neden polisler sokaklarda, evlerde, kapı eşiklerinde birilerini delik deşik ediyor? Binlerce insanı bir emirle öldüren generallerin günahınk Tanrı nereye yazıyor? Tanrı, savaşları günahtan azade mi tutuyor acaba?
Kendi günahınızı kendiniz işleyin. Günah kendi günahınızsa güzel. Suç kendi suçunuzsa çekiçi.
Reklam
Olduğum her şeyi olmaktan vazgeçiyorum. Olduğum her şeyi olmaktan utanıyorum artık. Paylaşacak bir utançtan başka da bir şeyim yok zaten.
Zırhlarımız, korkularımız, savunmalarımız, hesaplarımız bizi hep bir şeyi seçmemeye götürüyor, aklımız "Öbürünü kaybetmemeliyiz" diyor... Ve en akıllı, en güçlü, en zırhlı, en hesaplı olduğumuz zamanda, her şeyi kaybediyoruz, en çok istediğimiz bizden en uzağa düşüyor.
Hayat seçimlerle dolu ve Pascal'ın dediği gibi, "Her seçim bir kaybediştir, " bir şeyi seçer, bir başka şeyi kaybedersiniz. Ya da hiçbir şeyi seçemez ve her şeyi kaybedersiniz. Bu da bir seçim... Bir şeyi seçip bir başka şeyi kaybetmek mi, hiçbir şeyi seçmeyip her şeyi kaybetmek mi?
En büyük yaraları kendinizi en çok savunduğunuzda alıyorsunuz, en büyük budalalıkları en akıllıca davrandığınızda yapıyorsunuz, en güçlü olmayı en çok korktuğunuzda istiyorsunuz ve mutluluk hep uzaklarda kalıyor.
Neşeliyken bile gizli bir hüzün vardı gözlerinde.
Reklam
Aşk. Yalnızca aşk. Hoş bir ölüm şekli.
Çevremdeki insanlar harika göründüğüm, gittikçe gençleştiğim ve bunun gibi bir dolu zırva laf ediyordu. Ruhumdaki kıymıktan haberleri yoktu. İçi saten kumaş kaplı bir boşlukta yaşadığımı bilmiyorlardı. Nasıl kuş beyinli bir serseme döndüğümü anlamıyor gibiydiler.
Aşk kapısız ve penceresiz bir hapishane olabilir; insan girip çıkmakta serbesttir ama hangi beklenti uğruna? Şafakla özgürlük de gelebilir, dehşet de.
Bütün kaypaklığına, hoppalığına ve yalancılığına karşın ona güvenim tamdı. Bana yalan söylediğini anladığım anda bile ona güveniyordum. Yaptığı her yanlış, saçma ve ikiyüzlü davranış için kendime birtakım bağışlayıcı nedenler bulabiliyordum.
İşin içine aşk girdiğinde hiçbir şey, hiç kimse, hiçbir durum o denli gülünç olamaz. Azıyla yetinemediğimiz tek şey aşktır.
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.