Yetersiz ve güçsüz olduğumuz için sıradan olsak da, nazik bir yürekle hareket edebilmemiz yönünden kısacık bir anlığına da olsa, bizler de büyük birer insan olamaz mıyız?
Sayfa 85
Bir keresinde, roman karakterlerinin hepsi biraz uyumsuz kimselerdir, o yüzden yaşamın içinden, sıradan insanları temsil ederler demiştin ya. Hepimiz uyumsuz olduğumuz için birbirimize çarpınca incinip incitiyoruz işte. Bu senin de sıradan bir insan olduğun anlamına geliyor. Hepimiz öyleyiz. Yaralayarak yaşıyoruz.
Sayfa 79
"Nietzche'yi okumuş bir Van Gogh düşlüyorum, Van Gogh'un resimlerini görmüş bir Nietzche. Baudelaire'i okumuş bir Van Gogh düşlüyorum, Van Gogh resimlerini görmüş bir Baudelaire. Yalnız filozof, şair ve ressam değişmezdi. Şiir, felsefe ve resim de değişirdi. "
Sayfa 27 - Ferit Edgü
Okur Takip Önerileri
Kitaplar bizi başkalarının önüne ya da üstüne koymaz; başkalarının yanında durmamıza yardımcı olur.
Sayfa 41
Bir başkasıyla aynı mekanı paylaşmasına rağmen konuşma zorunluluğu hissetmediği gerçeği onu sevindiriyordu.
...
İkisinin de diken üstünde hissetmeyip, gereksiz şeyler anlatma ihtiyacı duymadığı bu halin dinginliğine alışmayı öğrendi.
Sayfa 31
Çoğu zaman aradığı bir şeyler olduğundan okusa da bu, aradığı şeyin ne olduğunu kesin olarak bildiği anlamına gelmiyordu.
Sayfa 21
Yüreğin ağlıyorsa, sen de ağlamalısın.
Sayfa 10
Victor Hugo ne diyor: "Öldükten sonra yaşamak istiyorsanız, ya okumaya değer şeyler yazın ya da yazılmaya değer şeyler yaşayın."
önsöz
Bir kitabı okumaya başladı
Bir kitabı okumaya başladı
Bir kitap okudu
218 syf.
·
Puan vermedi
–Bir baba oğluna yevmiye verir mi?
–Elbette verir. Bir çocuk çalışması karşılığında babasından gündelik almazsa ne işi öğrenir, ne de iş çıkarır. Yaptığı işi baştan savma yapar. Çünkü, babasının kendisini çalıştığı için beslediği gibi bir düşünceye kapılır ve ahlaksız olur. Halbuki emeğinin karşılığını aldığı taktirde para kazanmanın ne demek olduğunu ve paranın değerini öğrenir.
Sayfa 206
Yüreğimde hiçbir arzu bulunmadığından, hiçbir keder de yoktu. Hissettiğim sadece ve sadece saadetti.
Sayfa 157
İlmî gerçeklere kimsenin bir şey demeye hakkı yoktur. Yalnız bir hakikatin varlığı, diğer bir hakikatin varlığına engel olamaz. Bazı vicdanlar, başlangıç ile sonu birbirinden ayıran bir çizginin önünde durup orada kalamaz.
Sayfa 129
–Ruhu hâlâ anlamadın mı? dedi.
–Hayır, anlamadım. Lütfedip anlatırsanız...
–Anlatmak! Anlatmak mı? Görmedin mi ki?
–Evet, gördüm. Fakat bir şey anlamadım. Bir şeyi görmek onu anlamak için yetmiyor.
–Ya?
–Olmak lazım.
Sayfa 116