Ülfet belâlı şey, fakat uzlet sıkıntılı,
Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı?
İnsanlar anlaşıldı. Cihânın da sırrı yok,
Kalsaydı terkeşimde bugün tek bir altın ok
En tatlı bir hayâl için atmazdım ufkuma.
Dalsın yakında gözlerim artık son uykuma!
"Yalnız duyan yaşar" sözü, derler ki, doğrudur
"Yalnız duyan çeker" derim, en doğru söz budur.
Gördüm ve anladım yaşamak mâcerâsını,
Bâkiyse rûh eğer dilemezdim bekāsını.
Hulyâsı kalmayınca hayâtın ne zevki var?
Bitsin, hayırlısıyle, bu beyhûde sonbahar!
Ölmek değildir ömrümüzün en fecî işi,
Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi.
Okulların başlayacak olması henüz biten okul hayatımı gözümün önünden geçiriyor. Öğrencilik hayatımla biten gençlik ve çocukluk yılları da bana bu şarkıyı hatırlattı. Hem yeni bir döneme girdiğim için heyecanlı hem de geçmiş güzel günlere doyamadığım için hüzünlüyüm. Bestesi ve güftesi Yıldırım Gürses'e ait olan Gençliğe Veda da aynı şekilde hem heyecanı hem de hüznü barındıran değişken ritme sahip bir şarkıdır. Ben bu şarkıyı en çok Murat Karahan'dan dinlemeyi seviyorum. Buraya da onu ekleyerek, herkese iyi dinlemeler dilerim.
youtu.be/k2kKOLpLTtA
Elveda gençliğim elveda ey hatıralar
Elveda mesut günlerim ümit dolu sayfalar
Yine mevsimler dönecek yine yapraklar düşecek
Giden gençliğim hiç geri gelmeyecek
Ellerim semaya doğru yalvardım yıllarca
Dursun zaman dönmesin mevsimler
Tanrım bana ümit ver hey hat!
Şimdi sessizce uzaklaşmalıyım. Çünkü beni anlamadığını, anlamak için uğraşmadığını, hatta bunu önemsemediğini biliyorum. Aynı otobandaydık ve birimiz birimizin yanından geçip gitti. Hafızasızlığı, gurur saymanın adil yanı! Hangimiz süratliydik; önemi kalmadı. Hangimiz daha özveriliydik; bunun da.. umarım mutlu olursun. Bunu bir çöküntü anında da söylemiyorum. Hiç kimse aldatmadı ötekini; yalnızca böyleydik işte! Yüzüme öyle bakma nefretle,
Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.
Yükleyin ne varsa gönlüme demlensin
Ayrılığın üstüne hasretim eklensin
Beni geçirmeye yalnızlığım gelsin
Ya dönülür ya dönülmez kimse üzülmesin
youtu.be/xRVqBW3Mudk
Joe Hisaishi tarafından, Howl'un Yürüyen Şatosu filmi için yapılan şahane bir klasik müzik örneğidir. Sözleri olmasa da verdiği hissiyat herkese çok farklı şeyler hissettirecektir. Açıkçası bu şarkıyı dinlerken benim aklıma umutla ilgili şeyler geliyor. :)
youtu.be/Cj-AL-J98U0
Evgeny Grinko'nun yorumlaması ile son zamanlarda ünlenen şarkı aslında bir İran halk şarkısıdır. Mohammad Nouri tarafından yazılmış ve İran devriminden sonra popüler olmuştur. Ben bu şarkının en çok Sara Neini tarafından söylenmiş yorumunu seviyorum. Bu nedenle hem sözlerinin çevirisini hem de bu güzel yorumu buraya bırakıyorum.
Kırmızı ve beyaz
Ezginin Günlüğü grubunun, hikayesi olan şarkılardan oluşmuş Alagözlü Yar albümündeki tüm şarkılarını hiç sıkılmadan severek dinlerim. Burada da bulunması gerektiğini düşünürek Dutağacı şarkısının şu sözlerini paylaşmak istedim:
"İstesen könlüm kimi zülfün pərişan olmasın,
Ol gadər cevr et mene ah etmek imkan olmasın!
Dərdi-eşkin kəsdi-can etdise, men hem şakirem,
İsterem cismimde dərd olsun, defi can olmasın!"
*Sen istiyorsun ki zülüflerin dahi perişan olan gönlüme benzemesin,
Hal bu ise gel o denli cevir(eziyet) et ki bana bir ah etmeye imkanım olmasın!
Düştüğüm aşk derdi canıma kast ettiyse de, ben hala da şükredebilirim (şakirim)
İstiyorum ki canımın içinde duyduğum bu dert bulunagelsin de; yeter ki ölüm olmasın!
youtu.be/I_hOjbRrmaQ