Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

lily

lily
@lilykv
ten thousand hours.
eğleniyorlardı. yaşıyorlardı. ve ben, kafamın içinde ve yalnız kendi ruhuma kapanmakla onların üstünde değil, altında bulunduğumu anlıyordum. şimdiye kadar zannettiğim gibi, kitleden ayrılmanın bir hususiyet, bir fazlalık değil, bir sakatlık demek olduğunu hissediyordum. bu insanlar dünyada nasıl yaşamak lazımsa öyle yaşıyorlar, vazifelerini yapıyorlar, hayata bir şey ilave ediyorlardı. ben neydim? ruhum, bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyordu? şu ağaçlar, onların dallarını ve eteklerini örten karlar, şu ahşap bina, şu gramafon, şu göl ve üzerindeki buz tabakası ve nihayet bu çeşit çeşit insanlar hayatın kendilerine verdiği işi yapmakla meşguldüler. her hareketlerinin bir manası vardı, ilk bakışta göze görünmeyen bir manası. ben ise, dingilden fırlayarak, boşta yuvarlanan bir araba tekerleği gibi sallanıyor ve bu halimden kendime imtiyazlar çıkarmaya çalışıyordum. muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. hiç kimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu.
Sayfa 120
Reklam
"yalnız bana birçok şeyler düşünmek, kafamın içinde birçok şeyler yaşamak imkanını veriyor... göreceksiniz ya, ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım... hakiki hayatım benim için can sıkıcı bir rüyadan başka bir şey değildir..."
Sayfa 88
muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. o zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbirleriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu.
Sayfa 83

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
kendimi bildim bileli, bütün günlerimi, haberim olmadan ve nefsime itiraf etmeden, bir insanı aramakla geçirmiş ve bu yüzden bütün diğer insanlardan kaçmıştım.
Sayfa 58
her şeyi hatırlıyorsan eğer, demek geldi içimden, ve gerçekten benim gibiysen, o zaman, yarın gitmeden önce ya da tam taksinin kapısını kapatmak üzereyken ve diğer herkese hoşçakal demişken ve yaşamda söylenecek hiçbir şey kalmamışken, o zaman, sadece bu kez, bana doğru dön, sadece bir jest ya da sonradan aklına gelmiş bir şey olsa da, seninle beraberken benim için her şeyden değerli olan, o zamanlar yaptığın gibi, yüzüme bak, göz göze gel ve senin adınla hitap et bana.
Reklam
-şimdi söyle bakalım kamran, gülbeşekeri beğendin mi? -beğendim. -sevdin mi? -sevdim. -bir daha söyle. -sevdim. -öyle değil kamran, ben gülbeşekeri sevdim, de. -ben gülbeşekeri sevdim. -ben gülbeşekeri çok çok çok sevdim, de. -ben gülbeşekeri çok çok çok sevdim, senin tahmin edemeyeceğin kadar çok sevdim.
bir silaha sahip olmak başka bir şeydir, onu hızlı çekmek ise başka bir şey.
Sayfa 107
başka insanlar çok zeki olabilirler, çabuk öğrenip akıllarında daha uzun süre tutabilirler; bununla birlikte, bir yabancı dilde ustalaşma amacıyla durmadan çalışan bir insan, okuldaki yabancı dil derslerinde başarısına imrenilen, ama teşvik edilmemiş bir dahiden daha fazla şansa sahiptir.
Sayfa 76