İkinci yaklaşım nispeten yenidir ve Kaliforniya'daki Linus-Pauling Enstitüsü'nün araştırmasına dayanır. Buna göre birincil hedef, kan
damarlarında hasar oluşumunu önleyerek, vücudun tehlikeli plak üretme ihtiyacının önüne geçmektir. Kaliforniyalı bilimadamları tarafından "Vitamin-hücre kompleksi" kavramı altında toplanan belli biyomaddeler buna hizmet ederler. Bu kompleksteki maddelerin arter duvarlarını hasardan korudukları ve mevcut hasarları yan etkisizce düzelttikleri bilinmektedir.
• C vitamini vücutta kollajen, elastin ve diğer stabilizatör moleküllerin üretimini uyararak kan damarlarının "çimentosu" görevini görür. E vitamini, karotenoidler ve selenyumyla birlikte ayrıca damar duvarlarını serbest radikallerin "paslandırmasından" korur.
• Lizin ve prolin. Bu aminoasitler doğal "teflon maddeleri" olarak etki gösterirler; kandaki tehlikeli yağlı maddelere yapışırlar,damarların kayganlığını arttırarak plak oluşumunu önlerler. Ayrıca mevcut birikintilerin arter duvarlarından kazınmasını sağlarlar.
• Magnezyum. Bu mineral arter duvarlarının düz kaslarını gevşetir. Böylelikle damar duvarları esnek kalırlar ve yüksek kan basıncının önüne geçilebilir.
Sayfa 61 - Alfa Yayınları