İngiliz Başbakanı Lloyd George kararını vermişti: Final Avrupa'da değil Filistin'de oynanacaktı. Noel gelmeden Müslümanların kutsal kenti Kudüs işgal edilmeliydi. Planlar "Çöl İhaneti" üzerine kuruldu.
Sayfa 47
Ruşen Eşref şunları da yazar: "O geceden 22 yıl sonra Lloyd George öldüğü zaman, Times’in ikinci sayfasını baştan başa onun hayatına, eserine ve zaferine hasreden makalede 'Lloyd George’u bir daha kalkmamak üzere Mustafa Kemal devirmiştir’ sözlerini de okudum."
Sayfa 506 - Remzi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Lloyd George
İngiltere ile Türkiye arasında yeni bir savaş başlatmak için elinden geleni yapan, taassubu ve kör edici emelleri yüzünden binlerce insanın ölümüne yol açmış bir kişi olarak tarihe geçti.
Sayfa 138
Daha 1918'de savaşın etkisiyle birlikte Alman olan her şeye karşı duyulan derin nefret dalgasına karşın Londra'da Alman­larla pazarlık masasına oturulması gerektiğini savunan üst dü­zey şahsiyetler bulunuyordu. Onlara göre İngiltere dalgalara hükmedecek, Almanya da Avrasya'nın hakimi olacaktı. Bu görüşlerin satır aralarında Almanya ile barış yapılması şeklin­ de bir eğilimin var olduğunu görürüz. Almanya Dışişleri Bakanlığı mensubu ve bir İngiliz aşığı olan Baron von Kuehlmann, İspanya aracılığıyla Almanların bir anlaşma yapmaya hazır oldukları mesajını yolladı. Buna göre İngiltere Almanya'nın doğudaki hegemonyasını kabul ederse Belçika boşaltılacaktı. Bu teklifin ne kadar samimi olduğu tartışmalıdır. O dönemde Alman ordusu ve sanayicileri Kongo'dan sürekli bir kaynak akışına sahip olan zengin sanayi ülkesi Belçika'yı kontrol altında tutma konusunda oldukça istekliydi. Fakat Lloyd George, bir sürelik tereddüdün ardından bu teklifi reddetti. Daha sonra Fransızlara bu tekliften bahsetti ve onlara bir Al­man toprağı olan Alsace-Lorraine üzerindeki hak iddialarını destekleyeceğini iletti. Durumu şöyle açıklıyordu: Rusya'nın kaynaklarına sahip bir Almanya karşı konulamaz ve yenile­mez olacaktır.
Sayfa 117 - Ketebe Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
İngiltere'de gelişme daha karmaşık oldu. Locke'un zamanında kırsal emekçinin konumu, üzerinde önemli haklara sahip olduğu ortak kaynakların varlığıyla hafiflemekteydi; yiyeceğinin önemli bir kısmını oradan temin edebiliyordu. Bu sistem ortaçağdan kalmaydı ve sisteme, üretim açısından israf olduğunu öne süren modern kafalı kişilerce olumsuz bakılmaktaydı. Bu nedenle VIII. Henry döneminde başlayan, Cromwell döneminde devam eden ve 1750'ye kadar güçlenmeyen ortak toprakları çitleme hareketi ortaya çıktı. Ondan sonra yaklaşık doksan yıl boyunca peş peşe ortak topraklar çitle çevrilip yerel toprak sahiplerine verildi. Her çitleme çevirme için bir Parlamento Kararı gerekiyordu ve parlamentonun her iki kanadını kontrol eden aristokratlar, yetkilerini kendilerini zenginleştirmek için kullanırken, tarım emekçilerini açlıktan ölecek düzeye getirdiler. Sanayinin gelişmesi nedeniyle tarım emekçilerinin durumu giderek düzeldi; yoksa kentlere göçleri önlenemezdi. Şimdi, Lloyd George'un başlattığı vergi sisteminin bir sonucu olarak aristokratlar, kırsal mülklerinin çok büyük bir bölümünden ayrılmak zorunda kaldılar. Ama kentsel ve sınai mülkiyet sahipleri mülklerini koruyabildiler; ani bir devrim olmadı, ama hâlâ devam eden peyderpey bir geçiş oldu. Şu anda hâlâ zengin olan aristokratlar zenginliklerini kentsel ya da sınai mülkiyete borçludurlar.
Sayfa 254Kitabı okudu
Kudüs'ün Mareşal Allenby tarafından geri alınmasının Dokuzuncu Haçlı Seferi'nin zaferle neticelenmesi manasına geldiğini kamuoyu önünde bizzat beyan eden Mösyö Lloyd George değil midir? Bunun sonuncusu olduğunu ise söylememiştir.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
821 öğeden 621 ile 630 arasındakiler gösteriliyor.