"Bu budala henüz evli değil," dedim.
Yüzünü dönüp bana baktı. "Yakında olacak," dedi ve elindeki kaşığı attığı gibi kollarımın arasına koştu.
Böylece hayatımda ilk defa olarak onu kollarımın arasına almıştım, şimdi artık gerçekten bana ait bir şeyim vardı.
Demekki görünüşü güzel olmayan, uzun boylu, iri adamın biri de kendisine bir kadın bulabilirmiş.
SON
"İşin kötü tarafı, aklı başında hiç bir kadın koca bir budala ile evlenmez, bense kocaman bir budalayım."
"Kadınlar hakkında çok bilgi sahibisin maşaallah bakıyorum da..." diye çıkıştı bana. "Karısı olmayan bir budala gördünmü sen hiç şimdiye kadar."
Gerçeğe bakılırsa, görmemiştim doğrusu.
"Yemekleri sıcak tut," dedim.
Bazı insanlar kendilerini maskara etmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya kararlıdırlar.
"Daima bir şey olmak istemiştim," dedim, "ama galiba bir şey olmak benim içinde yok."
Annemin bu güzelliği görmesini isterdim, doğrusu. Güzele iltifat eder, annem.
İnsanın cahil kalmağa hakkı olmadığına inanırım, cehalet bir suçtur toplumumuzda. Bir adam oy kullanacaksa, ülkesinin idaresinde ve hükümetinin seçiminde katkıda bulunacaksa, bunları anlayarak yapması ona düşen bir görevdir.
"Doğuda" dedim Ange'a, "insanlar halen düello ediyorlar, ancak onlar bunu bir düzen içinde yapıyorlar... her şey hazırlanıyor ve bir merasim havasında yapılıyor. Burayla tek fark, biz merasim için vakit kaybetmiyoruz. Orada herkes birbirini tanıyor, bu farklılık yaratıyor, tabiiki. Burada ise kimse biri birini tanımıyor, çoğumuz yabancıyız; dolayısıyla kimse hasmının bir centilmen mi yoksa bir serseri mi olduğunu bilemiyor. Böylece derhal silaha sarılıp vuruşmak tabiileşiyor."
Kadınlar pratik fikirli yaratıklardır. Hemen işin ruhunu, köküne inerler; hiç bir kadın kendisi için ölmüş bir budalayı hatırlamak için zaman kaybetmez. Yapılacak şey, sevmek için yaşamak yoksa onun için ölmek değildi.
Bununla beraber bir kadın, erkeğini başka bir kadınla görmektense, onun ölmesini tercih eder.
Garip bir güzelliği vardı ortalığın, bu güzellik arasında ölüm kokusu da vardı.
sanki yıllardan beri buradaymışım gibi geliyordu halbuki gerçekte sadece birkaç ay geçmişti.
Bir zamanlar bir Texas Ranceri, haklı olan, hakkı savunan insanın önünde hiç bir engel duramaz demişti. Ben çoğunlukla hatalı davranırdım ama bu kez çok haklı olduğumu, hakkın tarafında olduğumu biliyordum. Ya bana uyacaklar yahut beni gömeceklerdi ve bizim klan biraz güç ölen cinstendi.
Cap, senin bu şekilde ölmeyecek kadar inatçı ve huysuz bir adam olduğundan zerre kadar kuşkum yoktu. İnancıma göre ölürken bile etrafını vuracak, kıracak, bükeceksin. Seni tanıdığım kadarıyla ölürken bile, dişin birinin üstünde olacak.
"Loredo caddelerinde yürürken loredo cad..."
Bir mermi kulağımın dibinden havayı ikiye bölerek geçti ve ben de yola koyuldum. Demek ki, şarkımı beğenmemişlerdi, bu edepsizler.
Kitap, insanın düşünmesini gerektiren çok şey söylüyor, sonunda her şeyi mantığı görüyorsun ama, zamana olan ihtiyacın azalmıyor.
Hiç kimse benim yakışıklı olduğumu iddia edemez -annem müstesna- hatta annem bile, dünyanın en iyi niyetli kadını olmakla beraber, yakışıklı olduğumu söylerken, kendisi bile kuşkuluydu.