Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hiç kimse benim yakışıklı olduğumu iddia edemez -annem müstesna- hatta annem bile, dünyanın en iyi niyetli kadını olmakla beraber, yakışıklı olduğumu söylerken, kendisi bile kuşkuluydu.
Kendisini uyarmıştım. Ne demek istediğimi pekala anlamıştı, hem de hiç yanlış anlamaya yer bırakmaksızın... "Beyefendi" demiştim kendisine, "silahını çekmekteki ustalığın, alttan kart çekmekteki kadar değilse, bir daha yapma."
Reklam
"Bu budala henüz evli değil," dedim. Yüzünü dönüp bana baktı. "Yakında olacak," dedi ve elindeki kaşığı attığı gibi kollarımın arasına koştu. Böylece hayatımda ilk defa olarak onu kollarımın arasına almıştım, şimdi artık gerçekten bana ait bir şeyim vardı. Demekki görünüşü güzel olmayan, uzun boylu, iri adamın biri de kendisine bir kadın bulabilirmiş. SON
sanki yıllardan beri buradaymışım gibi geliyordu halbuki gerçekte sadece birkaç ay geçmişti.
İlerde yanan ışık benim evimdi; zira bir insan için ev, kalbinin bulunduğu yerdir ve benim kalbim de annemin ve kardeşlerimin bulunduğu yerdedir.
Her şeyin bittiğine inandığınız bir zaman olacaktır; işte o yeni bir başlangıç olacaktır. - Louis L'Amour
Reklam
New Mexico yolunu tuttuğum zaman altın ve bela aramak, aklımın köşesinden bile geçmiyordu. Altın, bulunması güç bir nesnedir ve onu bulduktan sonra koruması ise insanın başının adamakıllı derde girmesini gerektirir.
"İşin kötü tarafı, aklı başında hiç bir kadın koca bir budala ile evlenmez, bense kocaman bir budalayım." "Kadınlar hakkında çok bilgi sahibisin maşaallah bakıyorum da..." diye çıkıştı bana. "Karısı olmayan bir budala gördünmü sen hiç şimdiye kadar." Gerçeğe bakılırsa, görmemiştim doğrusu. "Yemekleri sıcak tut," dedim.
Ata binerken Tyrel dışarı çıkıp yanıma gelmiş ve bana Blackstone'nun bir kitabını uzatmıştı. "Bunu oku, Tell" demişti, "güvenerek yaşadığımız kanunlar bunlar. Yaşantımızı düzenlemek için bir çok kimse, bir çok seneler, bir hayli kafa yorup bu günü bize hazırladılar."
İnsan at binerken şarkı söylemeye başlamadan önce atıyla karşılıklı bir anlaşmaya varmalıymış. Ya adamın sesinin güzel olması gerek, ya da atın müzikten anlamaması.
Reklam
Peder bize her zaman bir olay karşısında düşünmemiz gerektiğini söylerdi; ben de şimdi kara kara düşünmeye başlamıştım.
Ben de durup kötü konuşmayı sevmem, laf sıkıp, kuru gürültü yapıp, karşımdakini etkilemek, kitabımda yazmaz... Eğer kavga gerekiyorsa, kavgayı bir an evvel yapıp, bitirmeyi yeğ tutarım.
Tyrel sofrada hazırdı, yeni traş olmuş, taze, şık ve temiz; tıpkı yeni damat gibi. Bu işler için nasıl vakit bulduğunu anlayamamıştım ama erkeğin günün ilk sofrasına tertemiz, traş olmuş bir halde oturmasının insana yaraştığına o anda inanmıştım. Kendimi bir kadınla yaşamaya alıştıracaksam, her şeyden önce davranışlarımı düzeltmem gerekecekti.
"Çocuklar" derdi Peder, "kavga ve beladan kaçının, zira insanın hayatta karşılaştığı güçlükler esasen yeterli beladır, fakat size sataşan da oldumu, tayını vermekte gecikmeyin, haklarını mide ve karınlarına vurarak verin."
Bir zamanlar bir Texas Ranceri, haklı olan, hakkı savunan insanın önünde hiç bir engel duramaz demişti. Ben çoğunlukla hatalı davranırdım ama bu kez çok haklı olduğumu, hakkın tarafında olduğumu biliyordum. Ya bana uyacaklar yahut beni gömeceklerdi ve bizim klan biraz güç ölen cinstendi.
108 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.