Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Wondrak
"...Sedlak'ı, oğlunu gönderinceye kadar bu akşam nezarette tut. Yarın sakinleşmiş olacaktır. Oğlan gider gitmez onu serbest bırak. Kadınlar uzaklaştıklarında sakinleşirler . Neticede ağlayacakları kadar ağlamış olurlar. Sonra ya kiliseye koşarlar ya da herifin biriyle yatağa girerler."
Sayfa 49 - KomiserKitabı okudu
Wondrak
Derhal belediye başkanının yanına gitmeliydi, o kendisine, Hristiyan bir çocuğu, imparatorluk devleti Avustralya'da çok sevdiği ineği gibi büyütemeyeceğini iyice belletirdi.
Reklam
Wondrak
Bu uğursuz varlığın diğer çocuklardan tek eksiği bir parça kemik ve kıkırdak, bir parmak uzunluğunda etti. Fakat doğa bizi yaşamlarındaki ahenge, uyuma öyle bir alıştırmıştır ki , onun görmeye alışık olduğumuz uyumundaki en ufak bir kayma bizi tiksindirir, korkutur; bu nedenle Yaradan'ın her hatası yanlış yaratılmış bu varlığa karşı -her ne kadar bir haksızlık ise de ne yazık ki çözümü yoktur- içimizde öfke uyandırır. Daha da kötüsü tiksintimizi onu özensiz yaratana değil, hiçbir suçu günahı olmayan eserine yöneltiriz : Sakat ve biçimsiz varlık yeterince sıkıntısı, derdi yokmuş gibi sağlıklı ve kusursuz varlıkların nahoş davranışlarına da katlanmak zorunda kalır. Bu nedenle şaşı bir göz, yamuk bir dudak, yarılmış bir ağız gibi doğanın bir kereliğine yaptığı bir hata, bir insanın gittikçe artan acısına, ruhunda onarılmayacak bir yaraya dönüşebilir ; etrafımızı saran , dünya dediğimiz ve inanmakta güçlük çektiğimiz gezegendeki anlam ve adalete olan inancımızı şeytani bir felakete dönüştürür.
İki Yalnız İnsan
Şimdiye kadar hiç kimseye söyleyemediklerini , hatta kendilerine bile itiraf edemedikleri şeyleri birbirlerine anlatıyordu bu iki yalnız insan, oysa birbirlerini doğru dürüst tanımıyorlardı bile . Fakat birinin yüreğinden kopan çığlık diğerinde karşılık buluyordu, çünkü onların acıları akrabaydı.
İki Yalnız İnsan
" Hiç kimsenin hayatı benim hayatım kadar zor olamaz. Benim hiç annem olmadı, hiçbir insan bugüne kadar bana güzel bir şey söylemedi. Her genç kız sevgilisiyle gezmeye çıkarken , ben hep yalnızım ve bunun hep böyle devam edeceğini, böyle devam etmek zorunda olduğunu biliyorum , başkaları gibi hissetsem de bu durum değişmeyecek . Tanrım neden bu böyle? "
Sayfa 18 - JulaKitabı okudu
İki Yalnız İnsan
Bu nedenle bu kadar dert etme Jula. Birkaç kendini bilmez aptal için üzülme! "... Kız yine hızlı hızlı konuştu. Çünkü acısını azaltmak istemiyordu, acı çeken herkes gibi acı çekmekten memnundu.
Reklam
İki Yalnız İnsan
Sakatlığı, onu yalnız kalmaya alıştırmıştı ve bu yalnızlığı içinde de dünya nimetlerinden feragat eden birinin umursamazlığıyla , içine kapanık bir filozof yapmıştı.
Lyon 'da Düğün
... bir kez daha, son bir kez daha bu iki genç için son bir mucizenin hem onları hem de kendilerini kaçınılmazdır sondan kurtaracağını ümit ediyorlardı. Fakat hayat mucizeleri sevse de , gerçek mucizeler konusunda cimri davranır...
Lyon 'da Düğün
...ama olsun. " Şu birkaç saatin tadını çıkarın, hiçbirimize tek bir nefeslik bir yaşam dahi ikinci bir kez verilmeyecek ve böyle bir anda aşkı bulan onun keyfini çıkarmalıdır," dedi .
Lyon 'da Düğün
Cesur genç kız, nişanlısının tutuklandığını, ölüme mahkûm edildiğini öğrenir öğrenmez, doğanın sadece kadına bahşettiği ve en büyük felaket anlarında ortaya çıkan o sihirli ve anlaşılmaz enerjiyle imkânsız olanı gerçekleştirmek ümidiyle yanına yaklaşılmaz halk temsilcilerinin huzuruna çıkmış ve nişanlısının bağışlanması için yalvarmıştı.
Reklam
Lyon 'da Düğün
Birçoğu bitkin bir halde saman çuvallarının üzerine yaslanmıştı , bazıları ise ayakları sallanan tahta masaya geçip titrek mum ışığı altında aceleyle geride kalanlara veda mektubu yazıyordu, hepsi de hayatlarının bu soğuk mahzende mavi titrek ışığı olan mumdan daha kısa süreceğini biliyordu. Fakat hiçbiri fısıldaşmanın dışında bir şey yapamıyordu, tam da o sırada caddede patlayan bombaların boğuk sesleri ve hemen arkasından yıkılan evlerin gürültüleri donmuş sessizliği parçaladı. Ancak olayların bu kadar hızla cereyan etmesi, bir sınavdan geçen bu insanların hissetme ya da net düşünebilme yetilerinin tümünü yok etmişti; çoğu da bu karanlık mahzende mezarlarını hayal ediyormuş gibi hiç hareket etmeden, hiç konuşmadan, bir yere yaşlanmış öylece duruyordu; artık hiçbir beklentileri kalmamıştı,hayata, yaşayanlara çoktan sırt dönmüş, hiç hareket etmiyorlardı.
''Fakat hayat mucizeleri sevse de, gerçekte mucizeler konusunda cimri davranır.''
''Birinin yüreğinden kopan çığlık, diğerinde karşılık buluyordu. Çünkü onların acıları akrabaydı.''
Fakat hayat mucizeleri sevse de, gerçek mucizeler konusunda cimri davranır.
İnsan doğasının bir garip yanı da her yere çabucak uyum sağlaması, geçici olarak bulunduğu yerde kendini evinde hissetmeyi bir hak olarak görmesidir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.