Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mustafa Kemal diyor ki: ''Bir tek karar vardı, o da milli egemenliğe dayanan kayıtsız şartsız bağımsız bir Türk devleti kurmak.'' Çünkü İstanbul'daki padişah ve hükümeti İtilaf devletlerini gücendirmemek esasına göre hareket ediyorlar ve bu devletlerden biriyle dahi başa çıkılamayacağı inancını taşıyorlardı.
"savaşta bulunan Urfalı erler yerlerine döndükleri zaman, Mustafa Kemal'den o kadar bahsetmişlerdir ki, mutasarrıf Nusret Bey kamuoyunu ilgilendiren bu ismi bir caddeye koymuş ve yapılan çeşme anıtına da Mustafa Kemal Paşa diye yazdırmıştır "(1917).
Reklam
10 Ağustos 1915 Conkbayırı taarruzunu Mustafa Kemal bütün ayrıntıları ile defterine yazmıştır. Savaş alanında bir şarapnel parçası göğsünün sağ tarafına çarpar; cebinde bulunan, babasından kalma saati parçalar. Bu suretle yaralanmadan sadece derince bir kan lekesi bırakır.
''Türk milliyetçiliği, terakki ve inkişaf yolunda ve beynelmilel temas ve münasebetlerde, bütün muasır milletlere muvâzî ve onlarla bir ahenkte yürümekle beraber Türk içtimai heyetinin hususi seciyelerini ve başlı başına müstakil hüviyetini mahfuz tutmaktır.''
Türklerin Çanakkale'deki zaferlerini gördükten sonradır ki, Bulgaristan Türk dostlarıyla beraber harbe girmek lüzumuna inanmıştır. Eğer Kafkasya'da, Mezopotamya'da, Palestin'de nihayet bütün Türkiye hudutlarında, Türk ordusu önündeki Rus, İngiliz ve Fransız kitlelerini tutmamış olsaydı ve eğer Türkiye memleketinin bazı kısımlarını feda etmeseydi, Alman ordusunun bugünkü gibi dayanabilmesine inanılır mıydı? Matmazel, hayır! Bu hakikatın Türklerin büyük bir kısmı tarafından bile bilinmemesi ne kadar esef vericidir!
Mustafa Kemâl'in Okuduğu Kitaptan
Profesör: "Maziye bağlı kimseler vardır. (néant-nan) hava muhafazakârları. İstikbale merbut kimseler vardır: Hava peygamberleri, zaman-ı halde yaşayan tebdil-i şekil etmiş maduniyet kalıyor. (Hiç)" Bunun üzerine genç kız diyor ki "Siz hiçbir şeye inanmıyorsunuz! Ha evet, inanıyorsunuz: Hiçe!"
Reklam
Yatağa girdikten sonra uyku getirsin diye tabl de nui üzerinde küçük elektrik lambasının hafif ziyasının yardımıyla kitap okuyorum... Kitapta profesörün parmakları bir kitabın üzerinde duruyor "İşte diyor, bütün budalalıkların meb'dei budur: Bu müteaddit budalalıkların başlangıcıdır. Çünkü sivil hamakat bir men'badan cereyan etmez." Kendisini dinleyen genç yaklaşıyor ve başlıkta şunu okuyor: "Karl Marx.", ''Le capital''.
6 Temmuz 1918
Zannediyorum artık bugün kadınları büyük babalarımızın müthiş nazarları altında sinmiş olduğu gibi bulunduramayacağız. Velhasıl bu kadın meselesinde cesur olalım. Vesveseyi bırakalım... Açılsınlar onların dimağlarını ciddi ulûm ve fünûn ile tezyin edelim. İffeti, fenni sıhhi surette izah edelim. Şeref ve haysiyet sahibi olmalarına birinci derecede ehemmiyet verelim. Sonra şahsi irtibata gelince, tabiat ve ahlakımıza muvafık karı arayalım ve onunla şurût-i izdivaciyemizi açık ve kati kararlaştıralım. Ona, riayette kusur edince, onun icabatını yapalım. Kadın da böyle hareket etsin!..
Mustafa Kemal'in Havza'ya gidişi yeni bir teşebbüse neden olacaktır (25 Mayıs - 12 Haziran). Havzalılarla görüşürken ''Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız ve memleketi kurtaracağız'' diyor
Yıldırım Orduları Grubu Kumandanı ile 7. Ordu'nun lağvedilmesi (7 Kasım 1913) üzerine General Mustafa Kemal, Harbiye Nezareti emrine alınmış, 15 Mayıs 1919'a kadar İstanbul'da kalmıştır. Bu zaman zarfında yabancı işgalinin milli benliği zedeleyen gösterilerine ve tutumuna da tanık olmuştur. Bütün bu olaylar içinde Osmanlı devletinin varlığı artık kabul edilemez durumda idi.
233 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.