'Hukuk Gündemi' dergisi kapsamında,
Ozan Ayhan'ın "İdam Cezası" başlıklı makalesinden alıntı:
Emile Durkheim’a göre de cezalandırma
sisteminin yoğunluğu ve ağırlığı bir ülkenin
demokratik olarak gelişmesiyle ters orantı-
lıdır. Yani cezaların ve sosyal denetimin ağır
olması o ülkedeki “absolutizm”in derece-
siyle yakından alakalı ve doğru orantılıdır.
Durkheim’ın pozitivizm anlayışına paralel
olarak istatistiklere dayalı yaptığı saptama-
ya göre, primitif toplum düzenlerinde iş-
kence ve cezalandırma oldukça ağır ve yay-
gınken, toplumlar geliştikçe ve ilerledikçe
cezalandırma hafiflemiş ve başka formlar
almıştır.
Michel Foucault ise modern toplumun eski barbarca metodlarını terketmesine karşın özünde aynı vahşi cezalandırma
güdüsünün yattığına inanmaktadır. Ona
göre arenada kaplanlara yem edilen, ya da
kamusal alanlarda asılan, yakılan suçlularla medyada afişe edilen ve sosyal olarak dışlanan söylemin öteki olarak belirlediği kimseler arasında bir fark yoktur.