Kesmiyor beni bu sözcükler.Türkçenin her köşesinden döndüm adınla.Daha çok sevesim var,söyleye söyleye soyasım var seni fakat mesela bu hususta İngilizce çayın yanında kurabiye.Almanca bu işte fazla sarışın.Lehçe öğrensem yazamam diye korkuyorum.Arapça tarif edemem belinle kalçan arasındaki o muazzam açıyı -tövbe-,İbranice öğrensem şirk mi koşarım şiirlere? İtalyanca falan filan bunlar hep kumsalda salsa.Fransızcayla öpsem belki dudağıma yakışır dudakların bir kez daha,ama yine sözcükler Fransız kalır özleyen yanlarıma. Paleotik Çağ’a dönüp mağra duvarlarına Shakespeare işlesem,Süreya yazsam dinazor bacaklarına. Evrile evrile günümüze gelseler belki yeter anlatmama.
- Dea'ya Mektup 2