Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

eLif..

eLif..
@mahizer_e
Çeyrek bir ömür için bu hafıza çok dolu..
"İslam, güzel ahlaktır.” İmanın meyvesi güzel ahlaktır. İyi ve güzel ahlak sahibi olmayan kimse meyvesiz ağaç gibidir.
Reklam
Peygamberimiz de “Birbirinize haset etmeyiniz. Alışverişte birbirinizi aldatmayınız. Birbirinize dargın durmayınız ve birbirinizden yüz çevirmeyiniz. Birbirinizin bitmek üzere olan pazarlığını bozmayınız. Allah’ın kulları kardeş olunuz. Müslüman, Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz, ona hor bakmaz.” buyurmuş, sonra da üç defa göğsüne işaret ederek; “Takva işte buradadır. Bir kimsenin kötü olabilmesi için Müslüman kardeşini hor görmesi yeter. Müslümanın Müslümana kanı, malı, ırzı haramdır.” buyurmuştur.
Allah Teala, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: İyice bilmediğin bir şeyin ardına düşme...” Ayet-i kerime çok önemli bir konuda bizi uyarıyor, iyice bilmediğimiz ve görmediğimiz kimseler hakkında söz söylememizi, fena düşünce taşımamızı yasaklıyor. Çünkü insanın duyduğu şeylerin çoğu yalan, bir kısmı da kin ve garazın ürünü olabilir. Bunun içindir ki kesin bilgiye dayanmayan şeylerden sakınmak gerekir. Esasen mümin her şeyde dikkatli ve ihtiyatlı davranır. Çünkü Peygamberimiz; “Her işittiğini söylemek, insana yalan olarak yeter." buyurmuştur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Peygamberimiz buyuruyor ki: Bir kimse, kardeşinin ırz ve şerefini çekiştirene karşı onu savunursa, Allah Teala kıyamet günü o kimseyi Cehennem’den uzaklaştırır.
Dilin pek çok manevi hastalıkları vardır. Bunlardan birisi de gıybettir. Gıybet, yukarıdaki hadis-i şerifte de ifade buyrulduğu üzere, bir insanın arkasından onun kusurunu söylemek, onu çekiştirmektir. Bu kusur, onun fiziğiyle, soyu ile ahlakıyla, kılık ve kıyafetiyle, dini ile ilgili olabilir. Boyu kısadır, babası kötü bir insandır, riyakârdır, yalancıdır, kumarbazdır, güvenilmez kişidir gibi.. İmam Gazâlî, gıybetin, belli başlı sebeplerinden birinin kin olduğunu söylüyor. Bir kimse başkasına duyduğu kin sebebiyle onu çekiştirmekten ve aleyhinde konuşmaktan zevk alır, diyor. Hâlbuki mümin kin gütmez. Ona yakışan bağışlamaktır, hoş görmektir.
Reklam
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyruluyor: “Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi yaptığından sorumludur.”
Organ Nakli..
Doku ve organ naklinin caiz olabilmesi için uyulması gereken şartlar şunlardır: 1. Zaruret hâlinin bulunması. Yani hastanın hayatını veya hayati bir organını kurtarmak için bundan başka çare olmadığının, mesleğinde ehil, dürüstlüğüne güvenilen uzman bir doktor tarafından tespit edilmesi. 2. Hastalığın doku ve organ nakli ile tedavi edileceğine dair, doktorun kuvvetli kanaate sahip olması. 3. Organ ve dokusu alınan kişinin bu işlem yapıldığı esnada ölmüş olması. 4. Alınacak doku ve organ karşılığında hiçbir ücret alınmaması. 5. Organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (ölmeden önce) buna izin vermiş olması veya hayatta aksine bir beyanı olmamışsa yakınlarının rızasının alınması. 6. Tedavi edilecek hastanın yapılacak organ nakline razı olması.
“Buluntu mal helal olmaz. Onu bulup da alan kimse onu bir yıl ilan etsin, sahibi çıkarsa ona versin, sahibi çıkmazsa onu sadaka olarak dağıtsın."
İslam âlimleri içkiyi ilaç olarak da kullanmanın haram olduğunu söylemişlerdir. Târık b. Süveyd el-Cûfî, Peygamberimize şarabın hükmünü sormuş, o da onu şaraptan menetmişti. Bunun üzerine Târık, —Ama ben onu sadece ilaç için yapıyorum, deyince, Peygamberimiz, —O ilaç değil, derttir, buyurmuştur. Ancak gerek içki, gerekse diğer haram olan şeylerin hastalığı tedavi edeceği kesin olarak bilinir ve başka ilaç da bulunmazsa, o takdirde haram olan bir şeyle tedavi caiz olur.
Reklam
İçki, sinir sistemini de bozarak cinayetlere varan kavgalara yol açar. İçki, aile hayatını da felce uğratır. Kişinin aile ve çocuklarını ihmal etmesine ve bu yüzden boşanmalara kadar varan aile huzursuzluklarına sebep olur. Bunun içindir ki Peygamberimiz; İçkiden sakının. Çünkü o, bütün pisliklerin anasıdır.” buyurmuştur.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: Ey müminler, Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri haram kılmayın. Aşırı gitmeyin. Allah, aşırı gidenleri sevmez.
Oğlunu kızını evlendirmek için, türbelere koşan teyzelere duyrulur :)
Türbelere mum yakmak, bez bağlamak, horoz kesmek, şeker ve helva dağıtmak gibi adak âdetlerinin de dinde yeri yoktur.
Yemin ve keffareti ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyruluyor: “Allah, kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorguya çeker. Bunun da keffareti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire yedirmek yahut onları giydirmek yahut da bir köle azat etmektir. Bunları bulamayan üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğiniz takdirde yeminlerin keffareti işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah size ayetlerini açıklıyor. Umulur ki şükredersiniz.”
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak kendisinde Kur’an indirilen aydır. Sizden bu aya yetişen, onda oruç tutsun. Kim hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah size kolaylık ister, zorluk istemez. O, sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiği için, Allah’a tazim etmenizi ister. Umulur ki şükredersiniz.
3.622 öğeden 3.586 ile 3.600 arasındakiler gösteriliyor.