Sırat Köprüsü
Köyümüzün değerli insanlarından bektaşi olan SOFU baba'nın çocuklarından Ali, biz ona Cin Ali deriz. Ne olduğu bilinmez, köyümüze sonradan gelen 'civcikler'den arkadaş edinir, namazlı oruçlu 'hoca' olurdu. Birkaç yarım arapçası ile hocalık taslar, ezan okumaya başlardı.
Köylü pek önem vermezdi onun bu haline. Köy odalarında ve çeşme başlarındaki
Ana baba hısım akran ney imiş
Sanki bir kayadan doğmuş gibiyim
Denizler karalar boşa büyümüş
Bende bir damladan yağmış gibiyim
- Aşık Mahzuni Şerif
Yalandan gayrı şey bilmez
Diller merhametsiz oldu
- Aşık Mahzuni Şerif
Mahzuni Şerif - Babasını
Bir fakirin hatırını
Kıranın da babasını
Bizim köye katırını
Sürenin de babasını
Sahte molla, sahte derviş
İnsanın ömrünü yermiş
Bir kişi yalanla ermiş
Benim ile lokma yiyip içenler
Gölgemin altında konup göçenler
Sizi zalim dar günümde kaçanlar
Ben kendi kendime çatar ağlarım
Âşık Mahzuni Şerif
Mahzuni Şerif -Yüzü Nursuz
youtu.be/Iif8vQnvbW4
Bizim toprak toprak olduktan beri
Bunun gibi daha arsız gelmedi
Bu kadar sap yeyip saman bırakan
Ağzı çirkin yüzü nursuz gelmedi
Zehir ile yaremizi elledi
Ateş ile terimizi yelledi
Bizim elin ana ana-sını belledi
Böyle dinsiz böyle hırsız gelmedi...
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana.Bilmem söylesem mi, söylemesem mi ?
Âşık Mahzuni Şerif
Mahzuni Şerif
bu dünya misaldir çatısız hana
ebedi kalmadı şaha sultana
deryanın içinde bir damla bana
bu da mahzuni'ye çok mu cananım..
Dostlar beni bir kazana kodular
Kırk yıl yandım daha çiğdir dediler
Ölçeğimi gram gram yediler
Bir kantarda tartamadım ben beni
