Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Maide Türkan Toklu

Maide Türkan Toklu
@maideturkantoklu
Sıkı Okur
Bu dünya, aynı kitabı okuyup, farklı yerlerin altını çizenlerin dünyası.
Duygular andır, gelir geçer. İnsansak eğer, bir duygudan bir duyguya geçeriz. Her birinde sonsuza kadar kalacağımızı sanırız. Aşk mı? Hiç bitmeyecek ki.. Ölüm mü? Hiç gelmeyecek ki..
Reklam
“Birinin ölümünü beklemek ölmesinden daha zor.”
Ben çünkü oldum olası inatlaşıyordum hayatla. Ey hayat! Sen mi çökerteceksin beni, ben mi? Bakalım hangimiz daha başarılı olacağız?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Biz babamla birbirimize çok benziyoruz. Nedense yaşamak istiyoruz. Yenilen pehlivanlarız, güreşe doymuyoruz. Hayat canımıza okudukça (hayatın canımıza okumasına izin verdikçe böyle zırıl zırıl ağlayarak), yaşamakta daha beter ısrar ediyoruz.
Bizde itiraf yoktur. Bizde bahane, mazeret, gerekçe, sebep, kulp, kılıf, bir dokun bin ah işit vardır. ‘Yaptım ama bi sor, niye yaptım’dır bizde itirafın karşılığı.
Reklam
Bizim tarihimiz unutarak gömdüğümüz günahlarımızın tarihidir. Kurcalayıp durmayın. Eski defterleri açmanın ne faydası var canım?
Sonra kalkmıştı. Bana kuru bir hoşçakal demişti. Beni yanağımdan öpmüştü, öylesine. Kolunu tutmuştum, sımsıkı. Parmaklarımı bir bir sökmüştü. (Bitmemiş bir aşktan ayrılışın en feci anıdır son temas.)
Hayat bugün, bir yanımızdan Boğaz’ın o serin suları akarken, kurumuş bir dere yatağı gibi ümitsiz. Bir zamanlar buradan gürül gürül sular akardı. Nereye gitti hayatın o güzel suyu?
Birden elimi avuçlarına aldı, ovaladı. Hiç girizgâh yapmadan. Elini tutabilir miyim? filan gibi amatörce ve gülünç cümleler kurmadan. Daha ilk buluşmamızın ilk dakikasında.
“Sonra?” dedim. “Sonra işte yaşlandım,” dedi. Güldü, gene kederle.
Reklam
Ama unutamıyorum. Ben unutabilen biri değilim. Beynim unutamadıklarımla, unutamadığım şeylerin ayrıntılarıyla dolu.
Bir yerlerde aşk diye bir şey olacaktı dedim kendi kendime. Yoksa hiç olmamış mıydı dedim. Bu ne boktan bir dünya, olmayan şeylerin imparatorluğu dünya diye mırıldandım.
Ben zaten şu kahpe feleğin yönetimindeki hayatta artık hiçbir şeye katlanamıyordum.
Kurdun saati geçmiş, günün en korkunç, en çekilmez saatleri başlamıştı. Sabahla öğle arasında, her gün ölmeyi, ölemiyorsam ölü gibi uyumayı istediğim, ama ne ölebildiğim, ne uyuyabildiğim, kendimi oradan oraya savurduğum saatler.
704 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.