Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını.
Herkesin yüzü gözü ıslak,
Başları eğik omuzlarının arasında..
Yağmur yağdığında... Herkes.. Benim hep olduğum gibi...
Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer oturup saymazdim eski yanlışlarımı. Kusursuz olmaya çalışmaz, rahat bırakırdım yüreğimi. Ve elbette çok daha coşku dolu olurdu sevdalarım, içine az buçuk da ciddiyet katılmış.
"Kendime biraz ara verebilmek çok güzel olurdu, en azından kısa bir süre için" demişti ve ben bu duyguyu o kadar iyi anlamıştım ki. İnsan o sürekli çalkalanan, dönüp duran ve insanı bitkin düşüren zihinden kaçmanın özlemini duyuyor.
Kendi kendine yalan söyleyip yalanını ciddiye alan insan sonunda ne kendinde, ne de çevresinde gerçeği seçemez olur, böylece hem kendisine, hem de başkalarına saygısızlık eder. Saygının olmadığı yerde sevgi de kaybolmaya başlar.