Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Makbile

Hayat ileriye dönük yaşanır ancak geriye dönük algılanır. Tam ortasında dururken manzarayı görmek mümkün değildir.
Sayfa 18
Reklam
Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer oturup saymazdim eski yanlışlarımı. Kusursuz olmaya çalışmaz, rahat bırakırdım yüreğimi. Ve elbette çok daha coşku dolu olurdu sevdalarım, içine az buçuk da ciddiyet katılmış.
"Kendime biraz ara verebilmek çok güzel olurdu, en azından kısa bir süre için" demişti ve ben bu duyguyu o kadar iyi anlamıştım ki. İnsan o sürekli çalkalanan, dönüp duran ve insanı bitkin düşüren zihinden kaçmanın özlemini duyuyor.
Sayfa 24

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben insanın yakınlarını sevmesinin nasıl mümkün olduğunu oldum olası anlayamadım. Bence, özellikle yakınlar sevilmez de uzaklarımız sevilir.
Sayfa 314
Kendi kendine yalan söyleyip yalanını ciddiye alan insan sonunda ne kendinde, ne de çevresinde gerçeği seçemez olur, böylece hem kendisine, hem de başkalarına saygısızlık eder. Saygının olmadığı yerde sevgi de kaybolmaya başlar.
Sayfa 51
Reklam
Tabii büyüsünü yitirmeyen, gülünç hallere düşmeyen, ateşi sönmeden değişen ve gelişen sevgiyi nerede aramalı?
Sayfa 569
"Kimse insanın karnındakini görmez ve de dedikodusunu etmez, ama kalın bir saat zinciri, yeni bir ceket, parlak kunduralar herkesin diline düşer."
Sayfa 476
-Niçin uyuyorsun? -Vaktin nasıl geçtiğini bilmemek için.
Sayfa 434
Kendi zihninden ölesiye korkan biri olarak onunla bir an bile baş başa kalmaktan eskiden beri korkmuşumdur. Olur da bir banka sırası ya da market kasasında beklemek gibi bir durumda kalma ihtimalime karşı acil durum kiti olarak yanımda hep bir kitap bulundurmuşumdur. Her zaman zihnime onu besleyecek kırıntılar verdim, sanki çiğneyecek bir şeyi olmazsa anında beni yutacak vahşi ve kötücül bir canavarmış gibi.
Sayfa 22
İngiliz psikiyatr R.D. Laing bir yerde insanların korktuğu üç şey vardır diye yazmıştı: ölüm, diğer insanlar ve kendi zihinleri.
Sayfa 22
Reklam
Bu ne iştir? dedi. Demek aşk da geçiyor. Bense öyle sanıyordum ki âşıkların hayatı sıcak bir öğle vakti gibi rüzgârsız, hareketsizdir. Halbuki sevgide de rahat yok. O da değişiyor, durmadan değişiyor... Bütün hayat gibi.
Sayfa 325
Beni ağlatmak elinizdeydi, ama gözyaşlarımı durdurmak artık elinizde değil... O kadar güçlü değilsiniz.
Sayfa 314
Aşk bir ruh kangreni; o kadar çabuk ilerliyor ki, Daha şimdiden ne haldeyim. Zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, sizinle ölçüyorum: 'Onu gördüm, görmedim, göreceğim, görmeyeceğim, gelecek, gelmeyecek..."
Sayfa 310
Hayatın çiçekleri döküldü, sade dikenleri kaldı.
Sayfa 287
İnsan niçin yaşadığını bilmezse günü gününe yaşamakla kalıyor; günün geçmesini, gecenin gelmesini beklemekten başka zevki olmuyor. Bugün nasıl yaşadım, sorusuna cevap vermeden uykuya dalıyor, ertesi gün gene aynı hayat.
Sayfa 286
188 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.