Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nûr

Nûr
@mamostenur
Ey Azadî! Ji te hez dikim Muhtacê te me Evîndarê te me
Kürt klasik edebiyatı Melayê Cizîrî, Feqiyê Teyran, Ehmedê Xanî, Hacî Qadirê Koyi gibi büyük şairler çıkarmıştır. Kürt düşünsel ve dinsel yaşamı Selahadini Eyyubi, Şeref Han, Mewlewî, Mewlana Halid gibi düşünürleri insanlığa armağan etmiştir. İlk Osmanlı yazılı tarihi olarak kabul edilen "Heyşt Bihuşt "ün Îdrisê Bîdlîsi tarafından yazıldığını, Cizira Botan Emirliği'nin merkezi olan Cizîre'nin Ortadoğu'nun önemli kültür merkezlerinden olduğunu, Şeref Han'ın torunu, Bitlis miri Abdal Han'ın çok zengin bir kütüphaneye sahip olduğunu ve çeşitli konularda 76 kitap yazdığını unutmayalım. Kürtler bunların torunlarıdır ve bu köklü tarih ve kültürden gelmektedirler.
Sayfa 77 - Belge Uluslararası Yayıncılık
Reklam
Her gün niye bu dünyaya geldim diye lanetler yağdırdığım bu dünyanın muhtarı oldum.
Sayfa 45 - Belge Uluslararası Yayıncılık
Ve timsah gözyaşları. Rusya'nın Sırplar için, Türkiye'nin Boşnaklar için, Iran'ın Azeriler için, Irak'ın Filistinliler için, Fransa ve İngiltere'nin çeşitli ülkelerdeki Hıristiyan azınlıklar için, daha başka ülkelerin de "biz" kategorisinde gördüğü başka gruplar için döktüğü timsah gözyaşları. Kapısının önü kir, pas ve tozdan geçilmeyen kötü ev sahibinin komşularının kiri ve pası için kopardığı kıyamet. Normal hale getirilmiş bir ikiyüzlülük, riyakârlık ve yalan. Kanla birlikte dalga dalga genişleyen ve herşeyi boğan yalan.
Sayfa 39 - Belge Uluslararası Yayıncılık

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eğer Kürtler Müslüman olmasaydı, acaba eski devlet Kürt sorununu nasıl çözerdi? Din kardeşliği edebiyatından başka sermayesi olmayan dindarlar, akıllarına eşitlik ve demokrasi gibi temel haklar gelinceye kadar cevapsızlıklarını gizlemek için teneffüse çıkarlardı. Ama içinde bir kısım dindarın da olacağı ciddi bir kesim ise "tecrübe" ile sabit bir yol bulurdu. Kürtten Müslümanlığı çıkartsan Ermeniye benzer bir şey çıkardı.
Sayfa 114 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Dinde zorlama yahut dinde zorbalık yapanlar, iman değil en fazla riyakarlık üretirler. İstibdad, kafiri münafıklığa, Müslümanı da riyakarlığa teşvik eder.
Sayfa 98 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İslamda iki siyasi parti var: Sünnilik ve Şiilik. Mezhepler olarak bildiğimiz bu dini ideolojiler hakikatte politik partilerdir. Peygamberden sonra iktidarın nasıl ve kimde olacağı konusunda doğan görüş ayrılığı ile ortaya çıkmış bu partiler. Biri iktidar partisi. Adalet yerine düzenin, haklılık yerine iktidarın tarafinda. Tarihi kendi partizan menfaatleri doğrultusunda çarpıtmaktan çekinmemiş. Yen içinde kalma ve ululemre itaat gibi teminatlar sayesinde kol kırmaktan, istibdad üretmekten geri durmamış. Diğeri muhalefet partisi. İktidara olan itirazını nefret derecesine çıkartmış. Bütün bir kültürünü muhatap olduğu mazlumiyet üzerine bina ederek hareket etmiş. Hakkaniyet ve ilkesellik bayrağını tepkiselliğin ve grup asabiyetinin gölgesinden kurtaramamış.
Sayfa 96 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Devlet büyüklerine saygı, bir lokantadaki garsonun sorusuna nezaketle cevap verme adabından öteye geçemez, geçmemeli. Milletvekili bile milletin kendisi değil vekilidir. Nerede kaldı devletin memur bürokratı, tenezzül ile girdiği vatandaşın evine postalın üstüne galoş giyerek girecek ve bundan dolayı muhafazakâr medya bayram edecek. Ya da Yüksekova'da birkaç devlet memuru, kendi amiri olan halkın bayramını kutlamaya gidecek ve muhafazakâr medya bunu "devlet halkla kucaklaştı" diye verecek.
Sayfa 94 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Devlet milletle kucaklaştı yahut devlet Kürtlere şefkat elini uzatsın gibi söylemler, devleti milletin üstünde tutan ve baskıcı rejimin gayrimeşru hiyerarşisini devam ettiren bir dilin ifadeleridir.
Sayfa 94 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Normalde herkes önce insan sonra vatandaş olunduğunu düşünür. Ya da insan olmaktan kaynaklanan hakların (insan hakları), vatandaş olarak sahip olunan haklardan (medeni haklar) önce geldiği varsayılır. Gerçekte ise durum tam tersidir. Sadece vatandaş olanlar tam anlamıyla insan haklarına sahiptirler. Devleti olmayan sade insan, hiçbir yere ait değildir. Daha doğrusu devleti olmayan sade insan hiçbir yere aittir. Vatandaş'ın, dövüldüğünde bile ayakları yerdedir. Tutunabileceği bir yasa vardır. Sade insan'ın, sevilip övüldüğünde bile dünyada yeri yoktur. Yeri harabtır. İtlaf edildiğinde, yapılan suç olmaz.
Sayfa 86 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Ölüm bizim için nevruz günüdür. || Bediüzzaman
Sayfa 81 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Münafık kafirden eşeddir." Yani inanmadığı halde inanıyormuş gibi görünen münafık, açıkça inanmıyorum diyen kafirden daha kötüdür. Baskı, münafıklığı yani ikiyüzlülüğü teşvik ettiği için en başta baskıyı uygulayana zarar verir. Yalakalığın bu kadarı karşısında çoktan paniklemeniz gerekirdi.
Sayfa 78 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Bir mülkte (yönetimde) hak veya adalet arayışı yerini iktidarı muhafaza veya tahkim etme kaygısına bırakmışsa orada gerileme dönemi başlamış demektir.
Sayfa 76 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Müslümanın her davranışı İslam'dan kaynaklanamak zorunda değil.
Sayfa 74 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Sol, Müslüman toplumda yerli bir sol olamadığı ve kendini din karşıtı olmak zorunda gördüğü için, dindarlık sağcılıkla neredeyse özdeşleşmitir. Hem milliyetçi hem de galeyancı olduğu için lezzetli olan sağcılık aslında her zaman zalimdir.
Sayfa 73 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Türkiye'de elinden laiklik alındığında hâlâ kalabilen bir sol varsa o hakiki bir soldur. Burada da solun evrenselliği bir kaçış noktası olarak akla gelebilir. Yerli olamayan bir evrensellik gerçek değildir. Ayağını yaşadığı topraklara basamayan bir solculuk yabancıdır. Amacım burada solu yargılamaktan çok solun yerli bir dile dökülemediği gerçeğine dikkat çekmektir. Türkiye'de solculuk hiçbir köylünün dünyasına inip karşılık bulmuş mu?
Sayfa 73 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
635 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.