Kendine saygı duyan biri değil, diğer insanların ruhlarında kendi mutluluğunu arayan birisin.
Aşağılıyorsun, bizzat kendini aşağılıyorsun ruhum! kendini onurlandırcağın zaman gelip geçiyor.
insanın çekilebileceği hiçbir yer kendi içinden daha dingin, daha erinçli olamaz
Sayfa 55
Yaşam: “… her birimizin yalnızca şimdiki zamanda, bu kısacık anda yaşadığını unutma; geri kalan günlerimiz ya çoktan geçip gitmiştir ya da bilinmeyen gelecektedir. Dolayısıyla her birimizin yaşamı kısadır…”
Sayfa 19
Çünkü herkesin yaşamı yalnızca bir an sürer,
Sayfa 41
“İnsan ömrü bir an sürer, özümüz artsız aralıksız bir akış,” algımız belirsiz, tüm bedenimiz bozulmaya yazgılı, ruhumuz bir kargaşa, yazgımız öngörülmez, ünümüz güvenilmezdir.”
Sayfa 19
Dalgaların sürekli çarptığı kaya gibi ol: Sağlam, hareketsiz durur kaya ve yatıştırır etrafında suyun öfkesini.
Sayfa 39Kitabı okuyor
Epiktetos'un dediği gibi, " Bir cesedi sırtlanmış ufacık bir ruhsun sen."
Sayfa 38Kitabı okuyor
Sabahları kalkmayı istemedikçe şunu hatırla:
"İnsanlık görevi için kalkıyorum."
Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi
unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın.
Marcus Aurelius, Düşünceler
"Kaderin seni bir araya getirdiği insanları sev, ancak bunu tüm kalbinle yap."
Marcus Aurelius
Sayfa 141 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
“dairesel yalnızlığın tadını çıkaran
yusyuvarlak bir küre”
Sayfa 151
“Yaralayıcı sözcüklerle suçlayacaklar erdemi.”
Sayfa 148
Öfke ve üzüntü, bize, bizi öfkelendiren ya da üzen şeylerin kendilerinden çok daha fazla zarar verir.
Sayfa 144
Katılmıyorum
Düşünebilen bir canlı için amaç, saygın kentin ve devletin sözüyle, kanunlarıyla hareket etmektir.