Bana, Sefiller ile birlikte okuma sevgisi ve alışkanlığını kazandıran kitap olduğunu söyleyebilirim. İlkokula giderken okumuştum ve derinden etkilenmiştim. Bizim gibi az okuyan toplumlara okuma sevgisini işte böyle kitaplarla kazandırabiliriz.
Kitabı okumak bir saat bile sürmüyor ama kitabın size düşündürdükleri günlerce beyninizin kurcalamaya devam ediyor, ilerde bir çocuğum olursa ilk okutacağım kitap.
bulunduğumuz sistemde nasıl kapana kısıldığımızı anlatan çok güzel bir kitap, kısalığı ise okuyucuyu çok üzüyor, keşke bir 100 sayfa daha olsaydı diye içinizden geçmiyor değil.
Kimseye benzemeyen, benzemeyi reddedenlerin hikayesi aslında. Martı Jonathan Livingston da içinde bulunduğu toplumun kurallarına uymayı reddetti, kendisini bir adım ileriye götürebilecek güce sahipken neden sırf toplum bunu istiyor diye yerinde sayasın ki? Bir martının yaşam öyküsü üzerinden okuyucunun kendisine bu soruları yöneltmesini bekleyen, sorgulayan bir kitap...
Nicesine sınav kazandırmışlığı vardır mesela.Bu ayrı ama küçük bir martının artık sadece küçük bir martı olamayışıdır belki de..
"Küçük bir martı bu şehirde"
Farklı olduğunu erkenden farkeden ve bunun üzerine durmadan daha fazla çalışan bir martının özgürlük hikayesini muhteşem bir anlatımıyla bize sunuluyor.
Kısa zamanda okunup uzun zamanda özümsenecek bir kitap. Sınırlarımız, basarı ve biz konularında felsefi cümlelerle dolu. Tüm sınırın kendi zihnimiz olduğuna vurgu yapıyor.
kitabın yarısı martı resimleriyle dolu,çok çok abartılı olarak anlatıldığı için aldım okudum,bir saat içinde de bitti zaten,,,,,,,,aklımda kalan, azmin zaferi.
Sınırların olmadığı bir dünyaya davet eden bir kitaptı. Beni de en çok etkileyen buydu.
Kısa olması sıkmadı ve tadında bıraktı. Bir martı gibi bende sınırın olmadığı yere kanat açtım.
Yorum yapmadan bi yorumları okuyayım dedim;söylemek istediklerimin hepsi söylenmiş..Yine de yorum yapayım istedim belki bir kişinin daha aynı şeyi düşünmesi daha çok etki eder diyerekten .Kısa bir öykü ,toplam 90 sayfa ama çoğu resimlerden oluşuyor .Resimleri inceledim dersem yalan olur. .Kısacık hikayeyi 20 -25 dk da okudum ve çok beğendim.. Kitapta Martı Jonathan dan yola çıkarak; Özgürlüğü ,kuralların insan hayatını aslında ne kadar da kısıtladığını ,inanmanın başarmak olduğunu, inancımızı hiç kaybetmememiz gerektiğini ,azmin önemini kısa ama anlamlı cümlelerle vurgulamış yazar .Siz okuyun hatta çocuğunuza ve hatta çevrenizdeki tüm çocuklara okutun. .Özellikle sınava girecek öğrencilere Martı Jonathan'ın büyük katkısı olacağı kanaatindeyim.