Dünyada çok rekabet var. Her yer nöbetçi kaynıyor ve her bir obje için savaşmak gerekiyor - kolay değil. Bu çok garip bir şey. Bu dünyada her şey anlamsız ama yine de her şey için savaşmak zorundasın. Hiç bir şey kayda değer görünmüyor ama çok rekabet var, çelişki var. Herkes koşturup duruyor, sorunu da bu yaratıyor - aslında ortada bir şey de yok. Bir şey yok ama herkes o bir şeye doğru koşturuyor. Herkes başkasının yerinin peşinde. O yüzden dünya çok kalabalık.
...........................................................
Şu anda yerinden memnunsun ve başkalarının yerlerine sulanmıyorsun - en azından bu oditoryumda. Ama eğer başkalarının yerlerine el atmaya başlarsan onlar da savunmaya geçip seni itmeye başlarlar. Bir kavga, hatta savaş çıkar.
Şimdi bu nasıl bir din anlayışı oluyor?Yaşamının üzerinde hiçbir etkisi yok.İnanıyorsun ama o inanç hayatına hiçbir etki etmiyor.Senin yaşayan bir parçan olmuyor,kalbin hiç onunla çarpmıyor.
Bütün o çabalarımız beyhudeydi!Tüm uğraşımız absürddü.İnsan bu kozmik şakaya gülüyor.Tanrı bütün bu zaman boyunca hep içimizdeydi,biz onu arayıp dururken.
Sigmund Freud binlerce insanın üzerinde çalışıp insan beynini kırk yıl araştırdıktan sonra mutluluğun bir masal olduğu sonucuna vardı,insanoğlu mutlu olamaz.En fazla mutsuzluğu biraz azaltabiliriz,hepsi bu.