Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
344 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın sohbetlerinden alındığı için, aynı cümleyi defalarca tekrar ediyor. Ve oldukça sıkıcı..
Martıları Seven Adam
Martıları Seven AdamOsho · Butik Yayınları · 2009642 okunma
Çelişki zıtlıklar sayesinde yaşar, o zıtlıkların dengesidir. Ve bu dengeyi tutturabilen kişi yaşamın, varoluşun, Tanrı'nın ne olduğunu da anlayabilecek duruma gelir. İşin sırrı dengededir.
Reklam
Aşk bir tür kavgadır, aşk aslında bir kavgadır. Kavga olmadan aşk var olamaz. Birbirlerine ters gibi görünüyorlar - çünkü biz aşıkların asla kavga etmemeleri gerektiğini düşünüyoruz. Mantık şöyle: birisini seviyorsan onunla nasıl kavga edersin? Bu çok açık gibi duruyor, aşıklar kavga etmemeli gibi görünüyor - ama ediyorlar işte. Hatta, onlar birbirleriyle çok samimi olan düşmanlar; devamlı kavga ediyorlar. O kavgadan adına aşk denen enerji fışkırıyor. Aşk sadece kavgadan, çatışmadan ibaret değil, bu doğru - bunlardan fazlası da var. Kavga var, ama aşk bunun üzerine çıkıyor. Kavga aşkı yok edemiyor. Aşk kavgadan canlı çıkıyor ama kavgasız da yaşayamaz.
Küçük bir çocuk dualarının sonunu şu sözlerle getiriyordu: Sevgili Tanrım; anneme iyi bak, babama iyi bak, kız kardeşime iyi bak ve teyzeme ve amcama ve büyük annemle büyük babama ve, Tanrım lütfen kendine de iyi bak yoksa hepimiz batarız!
Yaşam bir armağansa eğer, yaşama ait her şey, yaşamın içindeki her şey de birer armağandır. Onu bekleyebilirsin, ona karşı açık olabilirsin, teslim olabilir, sabırla bekleyebilirsin, ama talep edemezsin, ve zorlayamazsın.
Şimdiye dek eğitim denen şey insanlığın başına gelmiş en büyük felakettir.
Sayfa 282 - OwoKitabı okudu
Reklam
Butik yayınlar
Zen ustaları der ki: Eğer gerçekten esas yüzünüzü görmek istiyorsanız doğumunuzdan önceye döneceksiniz, doğmadan önce yüzünüzün nasıl olduğunu veya öldükten sonra nasıl olacağını düşünmek durumunda kalacaksınız. Doğumla ölüm arasında bir sürü sahte surat edinirsin. Küçük bir çocuk bile hileler, diplomatik numaralar öğrenir. Ufacık bir çocuk -belki bir günlükken- öğrenmeye başlar, çünkü gülümserse annesini pek memnun ettiğini görür. Gülümsediğinde annesi ona süt veriyordur. Gülümserse annesi onu kucaklayıp okşuyordur. Böylece bir hile öğrenmiş olur ve kucaklanmak, öpülmek, ilgi görmek istiyorsa gülümser. İşte bir politikacı, bir diplomat doğmaktadır. Ne zaman annesinden ilgi beklese...Gülümsediği anda annesi koşarak gelir. O anda gülümsemeyi isteyip istemediği önemli değildir, o annesini istemektedir, annesine istediğini yaptırmak niyetindedir. Bir hilesi, stratejisi, öğrendiği bir taktik vardır: Gülümse ki annen gelsin! Böylece gülümsemeye devam eder ve ne zaman birisiyle yakınlaşmak istese yine gülümser. Ve bu yüz gerçek yüzü olmayacaktır. Gülümsemelerin gerçek değil. Gözyaşların da değil.
Sayfa 242 - Ahlak ve Dindarlık Arasındaki Fark ÜzerineKitabı okudu
Mutluluk ile Mutsuzluk arasında seçim yapmak
İnsanlar tekrar tekrar mutsuzluklarını anlatıp duruyorlar. Hatta abartıyorlar bile, süslüyorlar, büyütüyorlar. Olduğundan daha kötüymüş gibi gösteriyorlar. Neden? Riske atacak hiç bir şeyin yok. Ama insanlar bilinene, tanıdık olana yapışıp kalıyorlar. Tek bildikleri mutsuzluk - bu anların hayatı. Kaybedecek bir şey yok, ama kaybetmekten de çok korkuyorlar. Benim için, birinci planda mutluluk var, neşe var. Hayattan keyif almak önce geliyor. Yaşama yönelik bir felsefe öne çıkıyor. Keyifli yaşa !İşinden keyif almıyorsan işini değiştir. Bekleme,çünkü o zaman Godot' yu beklemiş olursun. Godot' nun geleceği yok. Sadece beklersin - ve böylece hayatını boşa geçirirsin. Kimi, neyi bekliyorsun?
Sayfa 137 - Butik YayınlarKitabı okudu
Hazine Ararken
Dünyada çok rekabet var. Her yer nöbetçi kaynıyor ve her bir obje için savaşmak gerekiyor - kolay değil. Bu çok garip bir şey. Bu dünyada her şey anlamsız ama yine de her şey için savaşmak zorundasın. Hiç bir şey kayda değer görünmüyor ama çok rekabet var, çelişki var. Herkes koşturup duruyor, sorunu da bu yaratıyor - aslında ortada bir şey de yok. Bir şey yok ama herkes o bir şeye doğru koşturuyor. Herkes başkasının yerinin peşinde. O yüzden dünya çok kalabalık. ........................................................... Şu anda yerinden memnunsun ve başkalarının yerlerine sulanmıyorsun - en azından bu oditoryumda. Ama eğer başkalarının yerlerine el atmaya başlarsan onlar da savunmaya geçip seni itmeye başlarlar. Bir kavga, hatta savaş çıkar.
Sayfa 223 - Butik YayınlarKitabı okudu
Mantık matematiği doğurur, mantıksızlık​ ise şiiri.Mantık bilimi getirir, mantıksızlık​ ise dini.
Reklam
Şimdi bilim yaşamın mantık değil diyalektik üzerine kurulu olduğunu anlıyor.
Şimdi bu nasıl bir din anlayışı oluyor?Yaşamının üzerinde hiçbir etkisi yok.İnanıyorsun ama o inanç hayatına hiçbir etki etmiyor.Senin yaşayan bir parçan olmuyor,kalbin hiç onunla çarpmıyor.
Yaşam çok yaygın bir deneyimdir asla bilgi değildir.Onu kelimelere döküp kavramsallaştıramazsın,bir teoriye indirgeyemezsin.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.