Yıl 2034. Dünya harabeye dönmüş. İnsanlık neredeyse tamamen yok olmuş. Radyoaktivite yüzünden yıkılan kentler yaşanmaz hale gelmiş. Uygarlık bitmiş. İnsanlığın bir zamanlardaki yüceliğine ilişkin anılar artık masallar ve söylencelerle yayılıyor.
Bir zamanların üzerinden yirmi yılı aşkın bir zaman geçti. İnsanlar yeryüzü üzerindeki egemenliklerini şimdi başka türlere terk etti. Bu yeni dünyanın yaşamına daha iyi uyum sağlayan radyoaktif yaratıklara...
İnsanlığın çağı sona erdi.
aynanın arkası a’raf
l
bütün leylakları düşünmeden öldürüyorlar
yeşermeden sınır dışı erguvanlar bu bahar
sustum o sırlı kapılarda içimin en kadınına
küfür etmeyin diyor ya inandığımız kitaplar
yalandan ağıtlarla dolu ve tekin değil sokak
bak; omuz omuza korkak cesetlerle tabutlar
insanlar aynalardan neden bu kadar korkar
neden çırılçıplak sığındığımız kahramanlar
ey içinden geçtiğim gürültülü cümle söyle
cellatlar ne zamana kadar acımadan susar
ll
büyürken canın acıyacak dememiştin anne
ellerimdeki dikenleri toplamıyor masallar
açılmıyor oynadığım sahnelerde asla perde
bensiz başlıyor bensiz bitiyor o sihirli rüyalar
lll
susmuyorum aslında bakma bana öyle
yağmursuz gün yok sanki gök’yüzümde
ne kadar bağırsam da geceye ve güne
sesim ulaşmıyor artık gökteki meleklere
yoksa benim de mi ellerim kirlendi anne ?
Horozla İnci
Horoz çelebi bir gün,
Bir inci çıkarmış çöplükten.
Hemen kuyumcuya gitmiş:
- İyi bir şeye benziyor, demiş;
Gel al şunu da,
Bir mısır tanesi ver bana.
Cahilin birine babası,
Bir kitap bırakmış ölürken,
Eski bir el yazması.
Hemen gitmiş kitapçıya:
- Bak, demiş,Kapağı meşinden.
Gel al şunu da,
Bir liracık olsun ver bana.
- Ben geleceği anlatacağım.
- Şimdiden hoşnut değil misin, niye şimdiyi anlatmıyorsun?
- Şimdi her şey var, değişmez ki... Ama geleceği istediğim gibi yapabilirim.
- Nasıl yapacaksın geleceği?
- Yazarak...
Eğitim nasıl olmalı? Yıllardan beri bilinen, uygulanmakta olan eğitimden daha iyisini bulmak zordur, değil mi? Bu da, tabii, beden için idman, ruh için müziktir."
"Evet."
"Peki, işe idmanla değil, müzikle başlayacağız, değil mi?"
"Tabii."
"Söyle, sözü de müzikten sayar