Ben, dışarı çıkıp kendimi sokaklara atıyordum. Sokaklar bomboştu. Kimse benim yavaş yavaş ölmekte olduğumun farkında değildi. Zayıflamıştım... Şarkı söylemiyor, ıslık bile çalmıyordum. Gülümsemek, zevk olmaktan çıkıp bir zorunluluk halini almıştı. Sofrada yemeği zorla yutuyordum... En küçük hareketime bile içten içe bir sinirlilik olmuştu... Evde hiç kimsenin yüzüne bakmak istemiyordum. Akşam yemeğinden bile vazgeçmiştim.