Aşk...
Bir kitaptan çok daha fazlası.
Sevmeyi , beklemeyi ,ümitsizce umut etmeyi anlatıyor. Seni hiç görmeyen birinin peşinden koşturduğunu.
Bu kitabı elime ilk aldığımda bu kadar etkileneceğimi düşünmüyordum. Ama kadının adama duyduğu aşk. Gururunu hiçe sayıp her defasında daha da tutkuyla adama bağlanması.
En kötü gününde bile onu suçlayamaması.
Basit bir aşktan çok daha fazlası.
Adam kadını fark etseydı ona karşı bu kadar kör olmasaydı kadının bu denli aşkı olabilir miydi acaba ? Kitabı bitirdikten sonra aklımda kalan tek soru işareti. Adam kadını görseydi kadın yinede bu denli bağlı kalabilir miydi adama yoksa kadının aşkı adamın imkansızlığına mı?