yazarın ilk kitabı olma özelliğiyle daha da şaşırttı, nevi şahsına münhasır bir öykücülük gibi göründü gözüme. neredeyse bütün hikayeler bir altın gününde teyzenin birinden şurada şu olmuştu, zamanında teyzemin kızı anlattıydı... gibi gibi, bir tanıdıktan dinlenebilecek potansiyelde, öylesine gerçek, öylesine hayatın içinden olaylardan oluşuyor. tamamen bizden, içimizden demem mümkün değil çünkü belli bir kesime odaklı. yine de işte o kesime kulak vermek, bir başkasının hikayesini dinlemek için güzel bir deneyimdi. edebi anlamda da sade bir üslup, yalın bir anlatımla karşılaştım. aç kaldım diyemem ama beni pek doyurmadı.