Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

M.S

İnsanların akıllarına geleni rahatça yapabilmek için deli numarasına yaptıkları bir yer düşünün...
Sayfa 52
Reklam
Çok ciddi bazı patolojik vakalar dışında, insanlar yalnızca günlük yaşamın tekdüzeliğinden kurtulmak amacıyla delirirler.
Şaşılacak bir şey yok, hayat böyle. İnsanlar mutlulukla başa çıkamıyorlar bir türlü.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlar ancak koşullar buna elverdiğinde delirme lüksüne sahiptiler.
Sayfa 86
Tıpkı hapishanelerin hiçbir mahkûmu düzeltemedikleri -yalnızca onlara yeni yeni suç yöntemleri öğretebildikleri- gibi, hastaneler de hastaları tümüyle gerçekdışı bir dünyaya alıştırırlardı, çünkü buralarda her şeyi yapabilir, davranışlarının sorumluluğunu almak zorunda kalmazlardı.
Sayfa 84
Reklam
Gözlerini mucizelerle doldur, hayatı on saniye sonra ölecekmişsin gibi yaşa, dedi. Dünyayı gör. Fabrikalarda üretilen veya bedeli ödenen herhangi bir rüyadan daha fantastiktir o. Garanti isteme, güvenlik isteme... öyle bir hayvan hiç olmadı. Olsaydı bile her gün, bütün gün bir ağaçtan baş aşağı sarkan, hayatını uyuyarak geçiren büyük tembel hayvanla akraba olurdu. Bunun canı cehenneme... ağacı sars ve o büyük tembel hayvanı kıçının üstüne düşür
Sayfa 185 - Granger
Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı, derdi dedem. Bir çocuk, bir kitap, bir tablo, inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı. Veva ekilmiş bir bahçe. Elinin bir şekilde dokunduğu bir şey, öldüğünde ruhunun gideceği bir diye; böylece insanlar ektiğin o ağaca veya çiçeğe baktığın yer olsun da, sen orada olursun. Ne olduğu önemli değil, dokununca onu değiştirdiğin ve ellerini çektiğinde sana benzeyeceği bir şeye dönüştürdüğün sürece, derdi. Sadece çim biçen adamla bahçıvan arasındaki fark dokunuştadır, derdi. Çimleri biçen adam orada hiç olmamış gibidir; bahçıvansa bir ömür boyu orada olacak.
Sayfa 184 - Granger
...dışımız serseri, içimiz kütüphane...
Sayfa 180
"Ölmenin güzel tarafı bu; kaybedecek bir şeyin olmayınca, istediğin riske girebiliyorsun."
Sayfa 107
Oysa insanı bir televizyon odasına tohum attığında hapseden pençeden kim kendini kurtarabilmiş ki? Seni istediği şekilde büyütüp şekillendirir! Dünya kadar gerçek bir ortamdır. Gerçeğe dönüşür ve gerçek olur. Kitaplar mantıkla alt edilebilir. (-ama tvler asla-)
Sayfa 106 - Faber
Reklam
Bir şey ümit etmemenin rahatlığından başka barınacak ruhî bir köşem kalmamıştı. Artık hiçbir şey tahmin etmiyor, hiçbir şey beklemiyordum.
Sayfa 88
Sofradaki münakaşanın çirkin bir çocuğu doğdu: Sükût.
Sayfa 74
Beni susturan şey nefretimdi. En basit içtimai davaları anlamayacak kadar yabancı tesirler altında şahsiyetlerini kaybeden bu insanlarla münakaşaya mecbur olmanın küçüklüğünden muzdariptim.
Sayfa 74
Hakikati seviniz, o da sizi sever; hakikati arayınız, o da sizi arar ve üstüne yalan Çin setleri gibi kalın duvarlar örsün, altında kalan hakikat bir ince iniltiyle, bir hafif rüzgâr dalgasıyla, herhangi bir küçük işaretle mevcudiyetini bildirir: "Buradayım!" der.
Sayfa 52
300 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.