Stefan Zweig, karaktelerinin psikolojik durumlarını detaylı bir şekilde yapıtlarında inceleyen başarılı yazarların ilk sıralarında yer alıyor bana göre. Okuduğum tüm eserlerinde karakterin iç dünyasına, ruhsal değişimlerine, kararlarına ortak oluyoruz. Mecburiyet de karakterlerinin duygularını, düşüncelerini ve isteklerini detaylı bir şekilde ele alarak konuyu bize sunuyor.
Savaş sırasında evli bir çiftin Avusturya'dan İsviçre'ye kaçtıktan sonra yaşadıkları psikolojik buhranı işlenir. Vatan sevgisine oranla daha ağır basan özgürlük tutkusu bu çiftin vatanlarını bırakıp kaçmasına yol açar. Askerliği özgürlüğe aykırı, savaşarak insan öldürmeyi de canilik olarak gören Ferdinand ve Paula çifti bir gün yine askere çağırılma haberi ile sarsılırlar. Ferdinand kendini gitmeye mecbur hissetse de karısı özgürlüğüne sahip çıkmasını ve aynı zamanda kendini de yalnız bırakmamasını ister. Ferdinand bu durum karşısında ne yapacağını bilemez ve kendi ile savaşı başlar. Kendi idealleri ve aşkını mı seçecek yoksa vatanı ve savaşı mı?
Eserde aynı zamanda yazarının hayatına yakın olaylar işlenir. Diğer Zweig eserleri gibi oldukça akıcı ve doyurucu bir kitap olan Mecburiyet yazarın da ruhsal durumunu ve intihar etmesinin sebebini anlamamıza yardımcı olur.