Bilimler tarihiyle yaklaşık 60 yıldır uğraşıyorum, bende gelişen tahayyül şu: Ben medeniyet tarihini bir bütün olarak kabul ediyo­rum.
Millet ve memleketimin menfaatleri icab ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım. (Mustafa Kemal ATATÜRK)
Sayfa 74 - 25. BasımKitabı okuyor
Reklam
Şüphesiz şer ve fesat, insanın ilimle, araştırmayla ve gayretle iradesini boyun eğdirdiği bu güçlerin arkasında duramaz; ancak çabası ve mücadelesi uğruna büyüyen ve ilerleyen inkârcı medeniyette gizlenir. Radyo tek başına bir şer değildir; fakat şer, onu, sapkınlıkları yaymak, ahlakı bozmak, ciddiyetten uzak söylentileri ve kadınsılığı yaymak için bir araç hâline getiren medeniyetin ruhundadır. Aynı şekilde uçak tek başına bir fesat değildir; ancak fesat, iman edenlere ateş atarak ve onları imha ederek, adeta onu İblis'in emrine verilmiş bir alet hâline getiren medeniyetin ruhunda gizlidir. Sinema, bünyesinde kötü medeniyet ruhunun hâkim olmadığı, fesadın, günahın ve sapkınlığın yayılmasının vatanı hâline getirilmediği takdirde bir ahlak düşmanı değildir.
Önce kaos vardı, sonra zihin gelip, her şeyi düzene koydu.
İlahların sevdiği tek kişiler adaletsizliğe kin besleyenlerdir. <Demokritos>
Endülüs ve Al-i İmran 140
Vadi el Kebir ırmağının sakin sularına yansıyan Ulu Camii manzarası karşısında bütün bunları zihnimden geçirirken, birden bire yıldırım gibi bir soru gelip aklıma çakıldı: Yüzyıllar boyunca İslâm'ın ve Müslümanların hakimiyetinde kalan Kurtuba'dan, 711'den 1236'ya kadar herhalde birkaç milyon insan geçmiş olmalıydı; peki, bunların mezarları nerdeydi? Cevap can acıtıcı: Katolik Hıristiyan krallıklar, Kurtuba'nın sakinlerini sürmüşler, eserlerini büyük oranda yok etmişler, ölülerinin izlerini de ortadan kaldırmışlardı. Onca parlak bir medeniyet- ten geriye, kıyımdan ve yıkımdan kurtulabilmiş birkaç abidenin kalmış olması, akleden insanlar için gerçek bir ibretti. Geldiğim yolu geri yürürken, adına "tarih" denen terazinin kefelerinin inip kalkışını yeniden düşünmeden edemedim. Müslümanların Endülüs serüveninden alınacak sayısız başka dersler eşliğinde...
Reklam
Her insan ayrı bir renk
Medeniyet dediği­niz insandır ve insanda, hiçbiri diğerinin yerine ikame edi­lemeyecek özellikler vardır
Çocukların dövüldüğü bir medeniyet kuruluyor cehenneme Şeytan dahi utanıyor dağlıyor gözlerini kendi kendine İçlerinde aşk kalmamış onların, görülen sadece insan kılıfı Ruhları çekilip alınmış, buz ve barbarlık doldurulmuş yerine!
... Çevrenize bakın bir kere: Kan gövdeyi götürüyor, hem de keyifli keyifli, şampanya gibi akıyor. ... Medeniyet neyimizi yumuşatmış? Medeniyetin insanda duygu çeşitlerini arttırmaktan başka işe yaradığı yok.
Attila Bizans'ı bağışlamasaydı günümüze kadar tarihini öğrenmezdik.
Papa, İmparator ve bütün hristiyan alemi adına Attila'ya yalvararak Roma'ya zarar vermemesini rica etmiştir. Papa'yı nezaketle karşılayan Attila, bizzat Papa'nın ağzından Roma'nın teslim olduğunu işittikten sonra, Batı Roma'nın bu isteğini kabul etmiş ve Roma gibi kadim bir medeniyet merkezini tahrip etmekten kaçınmıştır.
Reklam
Bir medeniyetin iflası nedir ,bilir misin ?İnsan bozulur,insan kalmaz ;bir medeniyet insanı yapan manevi kıymetler manzumesidir .
Sayfa 93 - Dergâh YayınlarıKitabı okuyor
Hoca Ali Rıza için resim, medeniyetin ayrılmaz bir parçasıdır ve onun ilerlemesine hizmet eden bir rehberdir. Medeniyet ilerledikçe resme olan ihtiyaç o nispette artar. Resim fikirlerin, görüşlerin tekamülüne hizmet ettiği için, resmi bilenlerin, bilmeyenlerden daha güzel görüp daha güzel tefekkür edebileceği kuşkusuzdur.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.