Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melda Koç

Kahvenin İslam aleminin şarabı diye nitelenmesi boşuna değildir.
Reklam
17. yüzyıla kadar kahve, Doğu'nun egzotik dünyasını an latan Avrupalıların seyahatnamelerinde geçen bir acayip içe cektir yalnızca. Sıcak, koyu renkli ve acımtırak bu içeceğin mi deye -üstelik de zevkle- indirilmesi akıllara sığmaz. Kahve Avrupalıya Ortaçağ'ın savaş ve işkence aracı kaynar katranı anımsatır.
Sayfa 24
kalana sarılmak, her koşulda senin için yüreğ ni ortaya koyanlara tutunmak iyileştirecek seni. ruhun, yanında duran ve asla gitmemi olanları fark ettiğinde şifasını bulacak. Gör onları. Teşekkür et onlara. Yargılamadan dinleyen, olduğun gibi kabul eden, önyargıla rı bir kenara bırakmış, ilgisini esirgemeyen, her koşulda yardıma koşan, anlamaya çalışan, sadece hüznünde değil sevincinde de yanında olan ve sevgisi koşullara bağlı olmayan kim varsa hayatında, hepsine teşekkür et.
Sayfa 62 - İndigo kitap

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Insanın kendi değerini kavraması için o değeri kendi dışında görmeye ihtiyacı var. Onun için de insana ihtiyacı var. Aynı amaçla, aynı duyguyla, benzer değerlerle aynı yerde buluştuğu insanlara ihtiyacı var. Varoluşunun anlamını başka türlü nasıl somutlaştırabilir insan?
Sayfa 60 - İndigo kitap
Şöyle düşün, insanlarla ya da çevrenle yaşadığın sıkıntılar belki de bir süreçtir. Senin de keşfettiğin, öğrendiğin, farkına vardığın bir dönüşüm sürecidir. Bu sürecin sonunda ortaya neyin çıkacağına odaklanmak, yanılgıların ardından sana göz kırpacak doğrulara odaklanmak bu sancılı süreci daha hafif atlatmanı sağlayabilir. Ait olmak kadar, bir şeylerin dışına çıkmak da değerlidir.
Sayfa 59 - İndigo kitap
Reklam
Bir yere ya da birine ait hissetmek, bir kelimesi yerine biz kelimesini kullanmanı sağlayacak bir yerde en azından bir kişiyle birlikte olmak, çok ağır yüklerin altında bile daha hafif hissettirir insana. Bir duygunun diğer ucundan en az senin kadar sıkı tutacak en azından bir kişiye sahip olmak, ona ve onunla durduğun yere kendini ait hissetmek.
Sayfa 55 - İndigo kitap
Seni eksilten tam olarak bu çünkü. Kendinden esirgediğini herkese vermek. Giderek daha da yabancılaşacaksın kendine. Sen kendine sarılmadıkça dışındaki her şey daha da itecek seni, Anlayacaksın ki herkes yalnız, herkes eksik ve kimse kimsenin çaresi değil. Kendi ellerinden tutmadıkça düşüşünü engelleyemezsin. Kendi ellerinden tutmadıkça kimseye çare değilsin..
Sayfa 33 - İndigo kitap
"Bir intikam düşüncesine sahip olmak, kronik bir istırabı, bedenin ve ruhun zehirlenmesini içten içe yaşamak demektir, "diyor Nietzsche.
Sayfa 29 - İndigo kitap
Bana evet derken kendine hayır diyen bir insanla hangi duyguda, hangi cevapta buluşabilirim? Bana evet derken bunu yürekten istemeyen, bunu aklındaki başka bir hesapla, başka bir niyetle söyleyen insandan ne fayda görebilirim?
Sayfa 26 - İndigo kitap
kendinle iyi bir ilişki kurmadan, kimseyle sağlıklı bir ilişki kuramayacağını anlaman gerekiyor. Önce kendini tamamlamalı, kendine değer vermelisin, aksi takdirde kendini değerli hisseden kimseye ya da hiçbir şeye kendini iliştiremezsin. Kimyan tutmaz, dışarı itilirsin.
Sayfa 22 - İndigo kitap
Reklam
Temelinde gerçek sevginin yattığı her ilişkide karşılıklı emek, karşılıklı özveri ve sonsuz güven vardır. İlişki kelimesinin ilişmek eylemiyle bir bağlantısı olmalı. Kendi içinde tam olan bir bütünün, bir başka bütüne kendini eklemesi... Böylelikle daha güçlü bir bütünün meydana gelmesi. Birlikte oluşturulan daha güçlü bir bütün olma hali. İşteş bir fiil. Birbirine eklenmek, bir olmak gibi...
Sayfa 22 - İndigo kitap
Çıkıp kendinden fazlasını kendine katacak olan sensin. Karar veren, vazgeçen, savaşan, pes eden, kazanan ya da kaybeden, yani hayatın sana karşı ya da senin yanında olan her gerçeğiyle yüzleşen sensin. Hayatın kendi elinde, kararların aklında, özgürlük yüreğinde. Kendinden uzaklaşmayı bile göze alıp sapmadan kendi rotanda ilerleyecek olan sensin.
Sayfa 19 - İndigo kitap
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şöyle bir yazısı var Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde: "Eski şapkalarımız, ayakkabılarımız, elbiselerimiz gün geçtikçe bizden bir parça olmazlar mı? Onları sık sık değiştirmek isteyişimiz de bu yüzden değil midir? Yeni bir elbise giyen adam az çok benliğinin dışına çıkmışa benzer. Kendinden uzaklaşmak, ona bir değişikliğin arasından bakmak ihtiyacı yahut 'Ben artık bir başkasıyım!" diyebilmek saadeti."
Sayfa 18 - İndigo kitap
Kendinden uzaklaşmak, kendini keşfetmektir. Uzaklaştıkça kendini daha yakından tanırsın. Kendinden vazgeçtikçe sayısız pencere açılır içinde, gerçekte kendinden ne kadar uzaklaştığını anlarsın. Gündelik hayatın bizi mutsuz eden detayları ve tam da bu yüzden görmezden gelip bastırdığımız bütün o sıkıcı rutinler, kendi benliğimize, kendi kendimize vurduğumuz prangalardır aslında. Merak ettiğin olmuyor mu? Insan sadece, kendini hapsettiği duvarların içinde olduğu kadar mı? Duvarları aşamayacak, orada kendini arayamayacak, kendinden çıkıp kendine bakamayacak kadar az mı insan?
Sayfa 18 - İndigo kitap
Paulo Coelho'nun şu sözleri çok kıymetli: "Asla Tamam, bitti, artık durmam lazım' demeyen insanlarla yakınlaş. Zira kışın ardından bahar gelir, her şey döngüseldir, hiçbir şey bitmez: Hedefine ulaştıktan sonra yeni baştan başlamak, her seferinde önceden edinilen bilgileri kullanmak şarttır. Şarkılar söyleyen, hikâyeler anlatan, yaşamın tadını çıkaran, neşesi gözlerinden okunan insanlarla yakınlaş. Zira neşe bulaşıcıdır, insanların bunalıma, yalnızlığa, zorluklara kapılarak aksamasını önler."
Sayfa 17 - İndigo kitap
159 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.