Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

meltem süleymanoğlu

meltem süleymanoğlu
@meltemso
İstanbul, şiirler, kitaplar, slow şarkılar, hayvanlar, dostlar, tatlılar
3 okur puanı
Mart 2023 tarihinde katıldı
Gülmek bahsi
Çok güldüğümüzde başımıza bir şey gelmesinden korkarak bir nevi vicdan azabıyla sınanırız. Bunun asıl sebebi toplumun mutluluğumuzdan hasede kapılması korkusudur.
Sayfa 3 - kafa dergisinin 116. sayısı fakat barkodu okuttuğumda dahi çıkmadı daha sonra düzeltirim şimdilik sayı 26 olarak gözüksün bakalım :)
Reklam
50 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Şu ana kadar okuduğum en güzel hikayeleri içeren Stefan Zweig kitabıydı. İçinde olan 3 hikayeyi de çok beğendim fakat 3. Hikayenin sonuna şaşırdım devam etmesini beklerdim açıkçası. ama güzeldi, beğendim.
Lyon'da Düğün
Lyon'da DüğünStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202130,9bin okunma
50 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Lyon'da Düğün
Lyon'da DüğünStefan Zweig
7.4/10 · 30,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü acısını azaltmak istemiyordu, acı çeken herkes gibi acı çekmekten memnundu.
Reklam
"Hiçbirimize tek bir nefeslik bir yaşam dahi ikinci bir kez verilmeyecek ve böyle bir anda aşkı bulan onun keyfini çıkarmalıdır..."
Hayır, o mutluydu, sonsuzca mutluydu, çünkü sevdiğiyle aynı saat öleceğini biliyordu ve biri diğeri için yas tutmak zorunda kalmayacaktı.
Çünkü sevdiğinin artık yaşamadığı, kendisinin ona kavuşmak için can attığı bu dünyada yapacağı bir şey kalmamıştı. Bu nedenle hiçbir şeyle ilgilenmeyerek bir köşeye çekilmişti.
Aynı evde, yan yana ve birbirine tamamen yabancı olarak yaşamak, feci bir şeydi.
Sayfa 183Kitabı okudu
Hayat, birbirinden ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyordu. Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi.
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
Davul, zurna, ey gaziler, sokaklarda kalabalık... Hem oynayan, hem bağıran, hem de yürüyen coşkun ve genç askerler... Kendilerini nasıl bir akıbetin beklediğini bilmeyen ve ''ya gazi, ya şehit!'' diye bağırdıkları halde ölümü akıllarına bile getirmeyen zavallılar... Hayatın yeknesaklığı içinde birdenbire beliriveren bu korkunç değişikliği gülerek kabul eden, ona koşan ve ne için, kimin için ölmeye gideceklerini, nerede ve nasıl öldürüleceklerini sormayı asla akıllarına getirmeyen kahramanlar...
Sayfa 154Kitabı okudu
Kendisinin dünyaya bir iş için geldiğini müphem bir şekilde hissediyor, fakat bu işin ne olduğunu bilmiyor ve etrafında kendisine ''Bu benim işim!'' dedirtecek bir şey göremiyordu.
Sayfa 147Kitabı okudu
Evde meram anlatmaya asla imkan olmayan, seviyesi, ahlak telakkisi, dünyayı görüşü ve itiyatları büsbütün ayrı bir mahlukla daimi bir beraberlik insanı dış hayatta da bedbin yapar ve bütün insanlardan şüpheye düşürür.
Bizim küçük Anadolu şehirlerimizde bu müzmin evlenme hastalığı daima hüküm sürmektedir. En kuvvetliler bile bir iki sene dayanabildikten sonra bu amansız mikroptan yakalarını kurtaramazlar ve kör gibi, önlerine ilk çıkanla evlenirler.
Toplum dediği tam olarak neydi? İnsanın çoğulu mu? Toplum denen şey tam olarak nerede bulunuyordu? Tüm hayatımı toplumdan korkarak, onu güçlü, ürkütücü ve korkutucu bir şey olarak hayal ederek yaşamıştım.
Gerçekten istediğim bir şey teklif edilseydi, ona ancak çekine çekine el uzatabilirdim.
Reklam
İnsanların beni dibine kadar dehşete düşürmesine rağmen onlardan ne yaparsam yapayım kopamıyor gibiydim.
Düşündükçe daha da anlayamaz hale geliyorum ve kendimi, yalnızca benim tamamen farklı olduğum şeklindeki korkunç, rahatsız edici düşüncenin saldırısına uğramış buluyorum. İnsanlarla genelde konuşmam bile. Neyi nasıl söylemem gerektiğini de hiç bilmiyorum.