Bugün Türk İslam Edebiyatı Dersinde anlatılan Bir Menkîbe
Darhane Çorbası Devrin sultanı, Ramazan ayında, bir gün tebdil-i kıyafetle şehri dolaşmaya çıkar. Yanında başveziri vardır. Sultan; Paşa, akşam ezanı kimin kapısının önünde okunursa o evde iftar edelim, der. İftar vakti yaklaşmıştır. Ara sokaklara girerler. Her evin kapısının önünde bir kişi beklemektedir. Bir misafir bulup evlerine iftar için
Menkıbe
Bayezid-i Bestamî Hazretleri bir sene boyunca kalp aynasıyla nefsi arasına nazar etmiş. İkisi arasında bir zünnar görmüş. Zünnarı koparıp atmadan ilerlemenin mümkün olmadığını bilerek, beş sene de onunla uğraşmış. Nihayet mükâşefe (akıl ve duyular yoluyla ulaşılması mümkün olmayan ilâhî bilgileri kalp gözüyle keşfedip bilme) kapıları açılmış. Kapıdan içeri girdiğinde bütün beşeriyeti ölü olarak görmüş. “Bunun üzerine dört tekbîr getirdim” diyor Bayezid-i Bestamî. Bu menkıbede seyr ü sülukun en önemli bahisleri mevcut. Nefs terbiyesi, kalbi tasviye etmek, benlikten kurtulmak. Zünnar, işte o benliği, yani enaniyeti temsil ediyor.
Reklam
Enaniyet ve benliğe karşı savaş
Bir menkıbe şöyledir: Yaşamına oldukça fazla hac sığdırmış Bayezid-i Bestamî. Şeytan, bir gün onu yaşadığı yerin çarşısında yürürken bulmuş. “Kırk beş hac yaptın, artık nefsini terbiye etmişsindir” diyerek yanaşmış, bir nevi alay etmiş. Bayezid-i Bestamî hızla kalabalığa dönerek “Kırk beş haccımı bir ekmeğe kim değişir?” diye sormuş. Hemen bir garib gelmiş ve “Ben” deyip ekmeği uzatmış. Bayezid-i Bestamî aldığı ekmeği kenarda duran bir köpeğin önüne bırakmış. Buna herhalde, şeytana pabucunu ters giydirmek dense yeridir.
İsrail Mescid-i Aksa'ya şah çekecek. Umarım mat olmaz Aksa.
İsrail ve Büyük Satrançta Son Hamleler Şah / Mat mı? Satranç en sevdiğim oyun ve yedi yaşından bu yana oynarım. Oyunu bana öğreten babam dışında birçok iddialı ismi yendim. Bazen de kaybettiğim oldu doğal olarak. Fakat genel olarak fena bir oyuncu sayılmam. Satrançta meşhur açılışlar vardır; İspanyol açılışı, Hint açılışı gibi. Aynı zamanda
Aldous Huxley, kanserden yatağında can verirken, 'Evet bu acı verici' demiş, 'Ama şu kainatın mükemmelliğine bir bakın'. Bu iki uç bizim de hayatımıza eşlik eder bir bakıma. Ruhumun acılar içerisinde kıvranırken bile tebessüm etmem gerekliliğini çağrıştıran bir menkıbe oldu.
Reklam
146 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.