Öyle ya, aynada da hiçbir şey yoktur, içini dolduran görüntülerin ne ağırlığı vardır, ne süresi. Öyle ya ayna da, bazı bazı, bir tuz gölü gibi gözleri yakar.
Zamanın makası, yerle goğü birleştiren milyonlarca ince ipi birden kesiverir ve yağmur diner. Zamanın ateşi bir gece toprağımıza bütün güzelliğiyle inip yollarımızı kesen o bembeyaz işgalciyi kovar ve kar erir. Zamanın neşteri, her odasını bir ameliyathaneye çevirdiği dünyada, yalnız yüzlerimizi değil, asla değişmeyeceğini düşündüğümüz neyimiz varsa değiştirir. Son anda ortaya çıkacak müşteriyi bekleyen bir müzayedeci gibi, tokmağını ve sesini yavaşlatırsa da sonunda "satar" zaman.
||Ali Ural