Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Meral Çelik Keleş

Hayatta kalmak bizim doğamızda var. İnanç, ister evrende algıladığımız ahlaki boşluk, ölümün kesinliği, şeylerin kökeninin gizemi veya kendi yaşamımızın anlamı olsun, aslında varoluşun ya da yokluğun başka hiçbir şekilde açıklayamayacağımız yönlerine içgüdüsel bir tepkidir. Bunlar var olmanın temel yönleridir ve olağanüstü derecede basittirler ancak kendi sınırlamalarımız bu sorulara kesin bir şekilde cevap vermemizi engeller ve bu nedenle savunma mekanizması ile duygusal bir yanıt oluştururuz. Hepsi basitçe biyolojiden ibarettir.
Sayfa 237
Reklam
Şiir gözyaşlarıyla, roman kanla ve tarih cesaretle yazılır.
Sayfa 233
Doğduğun zeka basitçe cephanendir. Bununla bir şeyler yapabilemek için zihnini hassas bir silaha dönüştürmen gerekir. Her sanat eseri saldırgandır, İsabella. Ve her sanatçının hayatı kendisinden ve sınırlamalarından başlayarak küçük veya büyük bir savaştır. Yapmaya karar verdiğin herhangi bir şeye ulaşmak için önce hırs, ardından yetenek, bilgi ve son olarak da fırsata ihtiyacın var.
Sayfa 215

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Din nedir biliyor musunuz, dostum Martin? "Güzel ve iyi kotarılmış bir duadır. Şiir bir yana, din, bir kültürü veya bir toplumu düzenlemek için inançlar, değerler ve normlar sistemi kurmak adına efsaneler, mitler veya herhangi bir edebi eserle ifade edilen bir ahlaki kodlar bütünüdür." --- "Her şey hikayedir, Martin. Neye inanıyorsak, neyi biliyorsak, neyi hatırlıyorsak ve hatta neyi hayal ediyorsak hepsi bir hikayedir. Bir anlatı, duygusal bir içeriği aktaran olaylar ve karakterler dizisidir. Bir inanç eylemi ise bize anlatılan bir hikayeyi kabul etme eylemidir. Biz sadece anlatılabilecek olanı kabul ediyoruz. Bana bu fikirden etkilenmediğinizi söylemeyin."
Sayfa 174
Benim ruhumun ihtiyaç duyduğu, kitapların ve sessizliğin var olduğu bir dünyaydı.
Sayfa 77
Reklam
Gururundan ve kibrinden öldü. İşte buyrun, bedava bir mezar taşı yazısı.
Sayfa 29
Kıskançlık vasatların dini gibidir. Onları rahatlatır, onları içten içe kemiren endişeleri yatıştırır ve nihayetinde de ruhlarını çürütür anlamsızlık ve açgözlülüklerini erdem sayıp haklı çıkarmaya çalışırlar ve cennetin kapılarının ancak kendileri gibi mutsuzlar için açılacağına inanırlar, oysa onlar yaşamları boyunca arkalarında, sırf varlıklarıyla onların ruhlarındaki, zihinlerindeki ve yüreklerindeki sefillikleri ortaya çıkaranları dışlama, mümkünse yok etmek ve küçümsemek için aldatıcı girişimlerden başka hiçbir iz bırakmazlar.
Sayfa 25
Susuzluğun ne demek olduğunu ilk defa su içene kadar kimse bilemez
Sayfa 44