Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Meryem Ağuş

368 syf.
8/10 puan verdi
·
40 günde okudu
Bu kitabı mutlaka şimdi okumalısınız!
Geçmiş nasıl bugünü etkiliyorsa, gelecek de etkiler. Ancak geleceği özel kılan geçmişin değiştirilemeyeceğinin ötesinde oluşudur. Bugün yaptıklarımızla geleceği biz oluştururuz ve bunu yaptığımızda gelecek belirsiz olmaktan çıkar. İşte bu kitap, sileceği nasıl tasarlayabileceğimiz konusunda bize yol gösterecek bir başyapıt. Gelecekte kendimize gel bulmak istiyorsak kendi geleceğimizi tasarlama cesareti göstermeliyiz. Eğer sizin de geleceğe dair endişeleriniz varsa ve gelecek korkusunu "gelecek güzel gelecek" mottosuna çevirecek cesareti arıyorsanız, işe bu kitapla başlamaya ne dersiniz?
T-İnsan
T-İnsanUfuk Tarhan · Destek Yayınları · 2019341 okunma
Reklam
648 syf.
7/10 puan verdi
Kırsal kesimde büyüyen Saçi, solgun teni ve güzel hatlarıyla sıradan köylülerden ayrılıyordu. Bu farklılık köylerinden geçen bir prensesin dikkatini çekti ve Saçi onlarla Edo şehrine gitti. Üç bin kadın ve bir şoguna yuva olan Kadınlar Sarayı'nda bir bebeğe sahip olamayan prenses, saraya bir veliaht verebilmesi için Saçi'yi cariye yaptı. Genç şogun, saraydaki son gecesini Saçi'yle geçirdikten sonra sefere gitti ve bir daha geri dönemedi.. Bir süre sonra Güneyliler, koloniciler derken savaş büyüdü. Saraydan kaçarken ona yardım eden Şinzaemon'la birbirlerine aşık oldular. Ama sorun şuydu ki, Saçi bir şogunun -şogun hayatta olmasa bile- eşiydi ölene dek. Bir saray kadınıydı, samuray bir saray kadını; köylü küçük bir çocuk olamayacak kadar büyümüş bir saray kadını... Duygusal ikilemler, ruhsal çatışmalar ve savaş psikolojisi üzerine gerçekten okunmaya değer bir eser.
Son Cariye
Son CariyeLesley Downer · Artemis Yayınları · 201141 okunma
28 syf.
9/10 puan verdi
Cüzamlı olduğu için tek başına yaşayan adamın bahçesine bir yabancının sessizce girmesiyle başlıyor her şey. Yabancıya kendisinin hasta olduğunu ve gitmesi gerektiğini söylüyor. Yabancıysa bunu dert etmeyerek yanına geliyor ve aralarında uzun zamandır okuduğum en mükemmel diyaloglar gerçekleşiyor... Kız kardeşini kaybetmesinin ardından ona kalan 'çirkin' köpek de ellerinden kayınca yalnızlığı somutlaştırıyor bedeninde.. Yabancıya hayatını anlatıp şehrin kendini hapsettiği kalenin kapısını kapadıktan sonra bir damla yaş süzülmüş müdür yanaklarından? Belki de taşlaşmış kalplerimizi yumuşatabilecek kadar kalabalık hissedemeyip kardeşiyle geçirdiği güzel zamanlara sığınmıştır, kim bilir..
Aoste Şehrinin Cüzzamlısı
Aoste Şehrinin CüzzamlısıXavier de Maistre · MEB Yayınları · 194652 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
125 syf.
9/10 puan verdi
Bir bebeğin döllenmeden itibaren neler hissettiğini 37 hafta boyunca anne karnında nasıl vakit geçirdiğini hiç düşündünüz mü? Şayet aklınıza geldiyse ya da acaba sadece orayla mı sınırlı dünyaları diye düşündüyseniz bu kitap tam size göre. Kitap hakkında belirtmek istediğim bir diğer detaysa, kitabın Freud'un yorumuyla başlıyor olması.
Anne! Baba! Bana Kulak Verin
Anne! Baba! Bana Kulak VerinHorst Speichert · Afa Yayınları · 19884 okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
Öncelikle kitabın konusuna değineyim. Yazarın kendini anlattığı bu öykü kitabında olaylar, ana karakterimizin derste yöneltilen hayalinin ne olduğu sorusuna 'aşık olduğu kızın babası olmak' cevabını vermesiyle başlıyor. Pek sevilmeyen ve sürekli aşağılanan karakterimiz bunun üzerine sınıftan kovuluyor tabii.. Günün birinde kıza duygularını anlatıyor ancak işsiz güçsüz biriyle olamayacağı yanıtını alıyor. Kendini değiştirmeye böylece başlamış oluyor.. Benim için bir kitabı değerli kılan detayları ve bu kitaptaki kamyon bir detaydan fazlası olmuş, adeta çiçek açtırmış kitaba. Bir de öğretmenin koca ağzına yaptığı benzetmeler var. Hayata baktığı o pencerenin ne kadar eğlenceli olduğuna dikkat çekiyor, dönem olaylarına değinirken takındığı ciddiyetle hayatın diğer yönlerine dikkat çekmesi gibi.. Daha fazla spoi vermeden minik bir kesit bırakayım. "Kendimi her zaman insanları okuyabilen biri olarak görmüştüm ama aslında sadece insanları kendi erdemlerimle yargılayan aşağılık bir adammışım"
Değişim
DeğişimMo Yan · Can Yayınları · 20161,074 okunma
Reklam
180 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuduğum ilk Murakami olur kendileri. Bol imge ve gönderme içeren bu kitapta on ikiden sonra hayatları birbiriyle kesişen her yönden farklı insanlar işlenmiş.. Uzun zamandır uyanmayan ablası Eri yüzünden evde duramayan Mari geceyi bir kafede kitap okuyarak geçirirken ablasının arkadaşı olan Takahaşi'yle karşılaşır. Konuşmada pasif kalmayı seçen kızımızın ilgisiz mizacı sizi yanıltmasın, içten içe kendini ifade etme ihtiyacında olduğu aşikâr.. Takahaşi, kızın yanından ayrıldıktan sonra Alphaville Oteli'nin yöneticisiyle karşılaşır. Regl olduğu için müşterisinden dayak yiyen Çinli genç kadının varlığını yöneticiden öğrenince onunla anlaşabilmeleri için Çince bilen Mari'mizi çağırmalarını tavsiye eder... Böylece Mari gece hayatına dair daha derin şeyler keşfetmeye başlar.. Çinli eskortu döven adam, beyaz yakalı evli bir şirket çalışanıdır. Gündüzleri tam bir beyefendi görüntüsü çizen bu adam, kızı o hale getirdiğine göre kimseyi gerçekten tanımanın mümkün olmayacağı tekrar gündemimiz olabilir.. Kitap, şarkıları ve daha birçok güzel detayıyla okunması gerekenler listenize yerleşebilmeli. "Biliyor musun, yaşamlarımız aydınlık ve karanlık diye basitçe ikiye ayrılmaz. İkisinin arasında gölgeli bir ara bölge vardır. O gölgenin katmanlarının farkına varıp onları idrak etmek sağlıklı bir zekanın işidir. Ve o sağlıklı zekayı elde etmek için de zaman ve gayret gerekir."
Karanlıktan Sonra
Karanlıktan SonraHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20174,149 okunma
168 syf.
4/10 puan verdi
Yere bir sombrero (Meksika şapkası) düşer. Belediye başkanı ve kuzeni şapka hakkında konuşurlar. Başkanın şapkayı görmek istemesi üzerine kuzeni şapkaya yönelir ancak dokunduğu an irkilerek geri döner. Şapka havanın tüm sıcaklığına rağmen -24 derecedir. Yanlarındaki işsiz adam, şapkayı onlara getirince bir işe kavuşacağını düşünür. Kuzeni de bu sırada şapkayı getirerek gelecekteki başkan olabileceğini tasarlar kafasında. İki yetişkin adam şapka için kavga ederler. Belediye başkanı bağırıp çağırınca ağlamaya başlarlar. Bir türlü susmaları üzerine belediye başkanı çıldırır. Etrafa toplanan kalabalıkla tartışmalar onlara da sıçrar, kendi içlerinde çatışırlar ve durum daha büyük olaylara yol açar. Kelebek etkisinin bir örneği olan bu olay örgüsünün yanında başka bir olay daha var. Japon bir kadına aşık Amerikalı bir yazar. Kasabadaki kargaşayla yolu kesişsin diye kitap boyu bekledim ve aralarında hiçbir ilişki olmamasından muzdarip oldum.. Genel olarak baktığımda okunabilecek bir kitap. Şiddetle tavsiye eder miyim? Pek değil. "Ona bütün hayatını verebileceği kadar vermişti. Ona verebilecek başka hayatı kalmadı. Kendisine ait bir hayatı olmasını istiyordu."
Sombrero: Bir Japon Romanı
Sombrero: Bir Japon RomanıRichard Brautigan · Altıkırkbeş Yayınları · 049 okunma
115 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Mustafa Kutlu'nun sevdiğim iki kitabından biri olur kendileri. Mustafa Kutlu genel olarak kullandığı Ahmet Mithat dilini bu kitaba pek yansıtmamış ve açıkçası kitabın konusu böyle bir durumda gölgede kalabilirdi. İyi ki Mithatvari bir dil kullanmamış. Gerçi filmini izledikten sonra kitap benim için biraz gölgede kaldı ama bu Kenan İmirzalıoğlu'nun mükemmel oyunculuğundan kaynaklanıyor olsa gerek. Mustafa Kutlu'da mutlaka okunması gereken bir Uzun Hikaye, bir de Mavi Kuş var benim için.
Uzun Hikâye
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,1bin okunma
131 syf.
7/10 puan verdi
Uykuda Sevilen Kızlar & Benim Hüzünlü Orospularım
okurken Garcia Marquez'in "benim hüzünlü orospularım" kitabını okuyor gibi hissettiğim bir kitaptı. Konu bakımından benzer olmalarından dolayı böyle düşünüyorum, üslup konusuna girersek aralarındaki fark daha bariz bir şekilde ortaya çıkacaktır. Edebiyatta detaycı biriyseniz okumalısınız.
Uykuda Sevilen Kızlar
Uykuda Sevilen KızlarYasunari Kawabata · Assos Yayınları · 2003346 okunma