Birlikte doğdunuz ve sonsuza kadar birlikte olacaksınız.
Ölümün ak kanatları ömrünüzü dağıtıp savurduğunda birlikte olacaksınız.
Evet, Tanrı'nın sessiz belleğinde bile birlikte olacaksınız.
Fakat bırakın mesafeler olsun birlikteliğinizde.
Birakın dans etsin göklerin rüzgârları aranızda.
Birbirinizi sevin ama aşkı pranga eylemeyin:
Bırakın ruhlarınızın kıyıları arasında dalgalanan bir deniz olsun aşk.
Birbirinizin tasını doldurun ama aynı tastan içmeyin.
Birbirinize ekmeğinizden verin ama aynı somundan yemeyin.
Şarkı söyleyip dans edin birlikte, eğlenin, ama yalnız başınıza olun ikiniz de.
Hatta aynı müzikle titreseler de ayrı duran telleri gibi lavtanın.
Yüreklerinizi verin, fakat teslim etmeyin birbirinizin eline.
Çünkü bir tek Hayat'ın avucuna sığar yürekleriniz.
Birlikte durun ama yapışmayın birbirinize:
Çünkü ayrı durur tapınağın sütunları.
Hem birbirinin gölgesinde büyümez meşeyle selvi...
Aramızdaki şey, yollar olsaydı aşardık. Mesafeler olsaydı çözerdik. Sorun olsaydı, konuşur hallederdik. Aramızda bir dağ olsaydı tırmanır yine sarılırdık. Bizim mesele bambaşka bir şey. Bunu çözmeye bir ömür yetmeyecek. Bu sessiz bir veda. Gitmek, ayaklarla yapılmıyor her zaman…
İmam Şâfiî Kur'ân-ı Kerim'i yedi yaşında hıfzetmiş, el-Muvatta isimli hadis kitabını on bir yaşlarında ezberlemişti. Yine ünlü bir âlim olan İbn Sinâ on yaşına geldiğinde Kur'an ve edebiyat ilimlerinde önemli mesafeler katetmiş, cebir vb. ilimlerde pek çok şeyleri ezberlemişti.
"Senin için kat edeceğim mesafeler ürkütücü, küçük fare. Beni çok kolayca yok edebilirsin ve ben de uzanıp bunu kabul ederim. Yaşamak ya da ölmek umurumda değil, hepsi senin için olduğu sürece."
"Uzaktakiler bir gün gelse de arkadaki mesafeler azalmıyor. Özlem bitmiyor, hasret geçmiyor. İnsan her zaman ama her zaman sevdiğini özlüyor. Yanında olsa bile..."
Kuvvet taşıyan parçacıkların (bozonlar, gluon, foton, gravition) önemli bir özelliği dışlama ilkesine uymamalarıdır.
(Aynı kuantum durumunda ve hızda bulunabilirler. Bunun nedeni, bu parçacıkların tümünün spin gibi kuantum sayıları açısından tamamen farklı olmalarıdır.)
Bu, değiş tokuş edilen kuvvet parçacığı sayısının sınırsız olduğu böylece çok büyük kuvvetleri doğurabilecekleri anlamına gelir. Kuvvet taşıyan parçacıkların kütlelerinin büyük olması durumunda ise, onları yayınlayıp uzun mesafeler boyunca değiş-tokuş etmek zor olur. Öte yandan, kuvvet taşıyan parçacıkların kendi kütleleri yoksa (gluonlar ve bazı bozonlar kendi kütlelerine sahiptir) uzun menzilli olabileceklerdir.