Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
GEÇMİŞE YOLCULUK
°"dokuz yıl oldu ve sesinin tek bir tonu bile değişmemiş."
•52 sayfalık kısacık bir kitap ama dakikalarca boş duvarı izleyip düşünebilirim. Yıllar,mesafeler duyguları engellemeye sebeb olabilir mi ? Unuttuğumuz sandığımız,yeni bir hayata başladığımız da bir olay tüm geçmişi ortaya çıkarır mı? Ya geçmiş dediğimiz şey
205 syf.
7/10 puan verdi
Mesafe donuk ve soğuk bir kelime. Fiziksel mesafeler aşılabilir, ya duygularımızda oluşmuş mesafeler nasıl aşılır? Kawamura, Annem Kokan Çiçekler kitabında bunu sorgutlamak istemiş okucuya. Yuriko ve Izumi. Bir anne-ogul. Annenin Alzheimer hastası olmasıyla ilişkilerinin sorgulanması. Aşkı için bir süreliğine evini terk eden anne ve babasını hiç tanımayan Izumi'nin yarali anne sevgisi. Yaralanan bu sevginin annenin hasta olmasıyla onarilmaya çalışılması. Izumi'nin çocuğunun doğumuna yakin annesinin hastalığını öğrenmesiyle hayatında yeni bir dönem açılır. Anne sevgisini, evlat olmayı sorgulamaya başlar İzumi. Annesinin hafızasını yavaş yavaş silinmesiyle, yaşadıkları anılarda tamamen yok olacak mıdır peki? Yazar, cicek demetleri ve yarım havai fişek gösterileri arasında metaforik bir bağ kurarak bu sorunun cevabını vermiş aslında. Kitabın can alıcı kısmıda bu. Çok fazla edebi derinliği olan bir metin değil, okurken bir şeyler eksik gibi geldi bana. Okunabilir mi? Evet okunur. Ve kitap bittiğinde şunu düşündüm; anılarımız bizi insan yapan olaylar. Anılar olmadan hayat çok renksiz aslında. İyi okumalar dilerim.
15 yaşında bir kaptan adayıydım.O zamanlar denizler çok büyük, mesafeler çok uzak gelirdi, hayali bile zordu şimdi semtimizdeki mahalleden bahseder gibi bahsettiğimiz uzak diyarlardaki liman şehirleri.Keşke o zaman okuma şansım olsaydı bu kitabı.Sürükleyici bir çocuk romanı ancak yetişkinlerinde fazlasıyla keyif alacağından eminim. Avustralya’dan başlayan bir yolculuk istenmeden dönemin köle ticaretinin en işlek noktası olan Angola’da sonlanıyor ve burada işler biraz karışıyor. Kitap içeriği bakımından küçük küçük olsada biraz gemi ve seyir bilgisi, denizcilik kültürü, gemi yönetimi, meteoroloji, oşinografi ve coğrafya bilgileriyle bezenmiş kendiside bir deniz ve denizcilik aşığı olan Jules Verne gibi bir ustanın elinden çıkmış.Kısa bir seyahatte okunması tadından yenmez kanımca iyi okumalar.
BİR GÖNÜL DAVASI || ÜMRAN TAN
Hayata pembe gözlükleriyle bakan ve her istediğini elde eden bir kızdı Gülfem Leyla Gökalp. O gözlüklerle gördüğü masalsı hayatın bir nevi prensesiydi. Ta ki beklenmedik bir olay sonucunda hiç bilmediği bir mahalleye yolu düşene kadar… Gözlük düşmüş ve pembeler kaybolmuştu, hayatın renkleri daha farklıydı artık.
Bunca gerçeği kullanarak böyle olağanüstü bir kurgu oluşturmak mı işte Dan Brown farkı
Bu kitabı yazarken her şeyi yaşadığına öyle eminim ki.. kiliseler arası mesafeler oluşturduğu dünyanın ruh hali hayalin gerçekle birleşimi harika bir genel kültür… olağan üstü bir( kitap) dünyaydı.
Bir yeri görmeden gezmek ve gezerken ilginç maceralar yaşamak gibiydi. Kendimi tam anlamıyla orada hissettim. Kendimi korkmuş, savunmasız, mutlu, hüzünlü, ve daha bir sürü duygu içerisinde hissettim. Bu kitap bana bir sürü şey anlatmakla kalmayıp bir ülkeyi gezdirip bir sürü bilgi verdi hem sanat hem bilim hem tarih hem de din olarak ve belki daha bir sürü şey hakkında. Son olarak şunu söylemem gerekiyor ki bu kitabın hayatımda ayrı bir yeri olacak. Kitabı çok beğendim ve kesinlikle tavsiye ediyorum
Bence mesafeler aşkı tutsak edemez
İlk öncelikli kitap çok güzeldi bu kitapta mesafelerin aşkı tutsak edemeyeceği anlatılıyor kahramanlarımız bir mesajla tanışıp tam 3391kilometreyi aşıp birbirlerini buluyorlar herkese okunmasını tavsiye ederim
Spoiler
"oysa o kendi kendisine ait değildi ki, tüm benliğiyle ve duygularıyla onun varlığına bağlıydı" genç bir adamın sevdiği kadına olan bağlılığı sonrasında zaman geçtikçe ve araya mesafeler girdikce kendi yoluna bakması .Kavustuklarinda her şeyin eskisi gibi olacağının beklentisinin getirdiği duygular...
Hayal kırıklığı.
" O eski parkta ,buzlarla kaplı ve karlar içinde
İki yalnız gölge geçmişin peşinde "
Duyguların özeti olan o şiir dizeleri
Çok beğendigim bir kitap oldu. Genelin aksine uzun süre uzak kalan aşıkların kavuşunca eski mutluluğa kavusamamasi kitabı özel kılıyor.
SABRIN DEMİ
Çayı deminden anlarsın, yâri ise ayrılık vakti boğazında bıraktığı düğümden; bu yüzden beklemek değil bizimkisi demlenmek ve biliriz ki birbirine kavuşanlar değil ancak muhabbetle demlenenler aşka ulaşabilirler çünkü bazı şiirler hatırlamak için değil, unutmamak için yazılır.
Demlenmek yavaşlamaktır biraz; içine kazımak, silinmez bir kalemle
Yürürken her şeyi geride bırakır insan. Sokaklar, mesafeler, anılar, yürekte yeri olmayanlar, zihinde meşgul edenler, geceleri uykunu ziyan edenler, kaygı bozukluğun varsa fibromiyaljin ...
Şöyle bi cümleyle başlıyor kitap : " Yürümek spor değildir zira bir ayağını diğerinin önüne atmak çocuk işidir. " Bu kadar basite indirgemek doğru mu bilemem ama her gün yaptığım yürüyüşler bana çok iyi geliyor. Böyle düşünen bir tek ben değilmişim. Sevgili Nietzsche vakti zamanında uzun uzun yürüyüşler yapmayı çok severmiş. Yürümek, onun için ilham kaynağı olurmuş. Rimbaud ise yürümeyi bir kaçış olarak görmüş. Rousseau da yürüyüşten haz alanlardan zira sadece yürürken düşünebildiğini ve hatta yaratıcı olabildiğini savunmuş.
Bir de inanç boyutu var yürümenin. Eskiden keşişler, bir azizin mezarına varmadan uzun yürüyüşler yapar böylece yorgunlukla birlikte kibrini de atarmış.
Sadece tek bir kelime üzerine kitap yazılıyor, yüz on dokuz sayfada kelimenin aklınıza gelebilecek her türlü boyutu ele alınıyor. Frederic Gros burda bi tebriği hakediyor doğrusu.
Kitabı beğendim, tavsiye ederim.
Fotoğraflar ve mektuplar yakılıp yok edilebilir, yırtılır lime lime, ya anılar? Ya sevilmiş, sevmiş olma gerçeği? Bu nasıl değiştirilebilir ki? Bir kere sevildin, sevdin ve adına sevgili dendi. Mesafeler, aylar, yıllar girer araya ama sen ondan bahsederken bir sıfat ekleyerek daima “sevgili” dersin. İster nefretle, ister hasretle an, onun bir adı vardır.
